|
|
İşte öyle bir şey...
Çatlasın tüm düşmanlar! Elin Paul Anka'sı varsa bizim de Erol Evgin'imiz var. Bolca nostalji üstü haysiyetli bir romantizm artı müzikalvari bir atmosfer. Yeter mi? Yetmeeeez! Erol Evgin tadından yenmez. Çarşamba günü Hıncal'ımla pazar röportajını yapıyorum. Dedi; "Akşama Açıkhava'da Erol Evgin'e gidiyorum." Dedim "O zaman ben de geliyorum." Saçları kıvırttım, günün anlam ve önemini belirten puantiyeli elbisemi üstüme taktım, Hıncal'ımın yanına takıldım veeee Açıkhava'ya aktım. Kimseye söylemeyin ama bu ilk Erol Evgin konserim. Vaaay! Siyah takımı içinde yakası açık beyaz gömleği ve fit bedeniyle zıpkın gibi fişek gibi fırlamaz mı sahneye! "Birtanem söyle canım, ne istersen iste benden" diye diye. Hemen seyircinin arasına daldı, gülücükler, öpücükler dağıttı. Tabii herkes dakika bir gol bir dağıldı. Sonrası 'İşte Öyle Bir Şey', 'İçimdeki Fırtına', 'Sevdan Olmasa', 'Dilara' ve diğer hitleri. Ama en güzeli, Erol Evgin'in muhabbetleri. Anılarını anlattı, espriler yapıp bizi gülmekten kırdı. Bütün gece ağzından bal damladı. Finalde de cümlemizi ayakta oynattı. Vallahi de billahi de Erol Evgin'in tadı damağımızda kaldı. Anlayacağınız konsere gelmeyenler çok şey kaçırdı.
|