|
|
|
|
|
Firmalar bir taşla iki kuş vuruyor
|
|
Kimse bugün yelkenin amatör sporlar arasında bir numaraya yerleştiğini inkâr edemez. Bu spora destek veren sponsorlar, 50 yıl sonra bile logolarını haberlerde görebilecek.
Deniz Kuvvetleri Kupası ve SABAH Açıkdeniz Yat Yarışları için cuma günü İstanbul'da başlayan macera bu sabah Bozcaada'dan alınan startla sürüyor. Siz bu satırları okurken denizde büyük bir mücadele sürüyor olacak. Yarışla ilgili haberi bugün geniş bir şekilde ana gazetemizde okuyacaksınız. Ben bu organizasyonun farklı bir iki yönünü sizlerle paylaşmak istiyorum. Medyanın işlevi ve görevleri çok sık tartışılan bir şeydir; "Bir gazete sırf haber mi vermelidir? Toplumsal görevleri, toplumsal sorumlulukları yok mudur?"
74 PARÇALIK FİLO SABAH iyi haberciliğinin üstüne pek çok konuda toplumsal sorumluluğunu yerine getiren büyük işler yapıyor. Ben sadece denizcilikle ilgili bir iki şeyi sizlere aktaracağım. Bence üniversitelerde 'SABAH'ın yelkenciliğe katkısı' bir tez konusu olabilecek kadar ilginç bir çalışmadır... SABAH yelkencilikle ilgili çalışmalarına ilk kez bir 'yat sayfası' ile başladı. Ardından Deniz Kuvvetleri Kupası'na destek oldu. Türkiye'nin bu en prestijli, en eski ve de en zorlu kupasına gösterdiğimiz ilgi, basının ve televizyonun itici gücünü her açıdan ortaya koydu. Sadece bu yarışın gelişimi değil, dört yıl içinde Türk yelkenciliğinin geldiği yer de geriye dönüp baktığınızda çok ama çok ümit verici... Bugün profesyonel olarak yelken eğitimi veren kuruluşların sayısını ben bilemez oldum. Tekne sayısında gerçek bir patlama yaşandı. Mesela, bu yıl yarışta çoğu yeni 74 tekne start aldı. Söylerken çok kolay söyleniyor ama 74 parçalık bir filo gerçekten de çok büyük. Üstelik de bizim gibi yıllarca bir iki gönüllü insanın çabalarıyla sürdürülmeye çalışılan bir sporda... Kimse bugün ülkemizde yelkenin amatör sporlar arasında bir numaraya hızla yerleştiğini inkâr edemez. İnsanların yelkenle bu derece ilgilenmesi, doğal olarak sponsorları da bu spora ve denize yönlendiriyor. Bir solukta onlarca sponsor adı sayabilirim. Kimi yarışlara, kimi ise teknelere destek veriyor. Gerçekten çok mütevazı ölçekteki firmaların bile teknelere sponsor olduklarını görüp keyifleniyorum. Bu konudaki düşüncemi geçenlerde Denizbank Genel Müdürü Sayın Hakan Ateş'le de paylaştım. Geçtiğimiz yıl Atlantik'i geçecek kadınlar takımına destek vermişlerdi. Yarış bitti ama hâlâ yarıştıkları teknenin resimleri basıldığında kocaman Denizbank logosu görünüyor. 50 yıl sonra bir gün 'Okyanusu geçen ilk kadınlarımız,' diye haber yapıldığında yine Denizbank logosu ortaya çıkacak. Bence bu sporun böyle yıllar yılı sürecek bir avantajı var. Hem firma tanıtımını yapıp hem de amatör bir spora destek vermek... Gerçekten de bir taşla iki kuş değil mi? Önümüzdeki yıl yarışa daha da fazla tekne katılacağını umuyorum.
|
|
|
|
|
|
|
|
|