Yalnız olmak hiç kolay değil
Aşağı yukarı 14 kadının da kullandığı kelimeler, varlık ve yokluk tasvirleri neredeyse birbirinin aynı. Bazısı geçmişin muhasebesiyle meşgul: "Beni her zaman sevdiğini biliyordum. Ama galiba ben onu, onun istediği gibi sevemedim. Yani onu olduğu gibi kabul edemedim. En çok ne zaman mı yokluğunu hissediyorum? İyi güzel bir şey görünce, okuyunca artık aktarabileceğim kimse yok. Bir kuraklık yaşıyorsun dul kalınca," diyor. Kimisi eşini ortak yaşanan mekânlarda aramaya çıkıyor: "İnsan öldü diye yok olmuyor. Ben onu öldüğünden beri arıyorum. En sevdiği, en çok vakit geçirdiği mekânlarda oturuyorum. Evde, her köşede ondan bir şeyler var. Tek değilim yani... Ama yatak evet, o çok farklı. Bomboş!" Bir başka kadının hikâyesi ise hayli acıklı. Evlilik yıldönümü için parti hazırlığı yaptığı gün kaybetmiş kanser olan eşini: "Bu partiyi konuşurken 'Ben o zaman acaba nerede olacağım?' derdi. Yokluk hissi tuhaf. Hâlâ kokusu var, ama dokunamıyorsun. Bazı kelimelerden çok etkileniyorum. Bir yemeğe davet ettiler, 'Beş çift gelecek bir de sen,' dediler. Bu çift kelimesinden nefret ediyorum." Kadınlardan biri de AgnVarda... O hiçbir şey anlatmıyor ekranda. Bir şarkı sesi duyuluyor ve sadece gözlerinden izliyorsunuz yaşadıklarını... Med-ceziri, adayı ve kuraklığı da...
|