Tamam da, neyi?
Terörün kahpe mayınları can alıp dururken, "Emekli Paşa" nın "Ben de hakim, savcı evlerinin yakınlarına, onları eğitip hizaya getirmek için bomba attırmıştım. Şemdinli'dekiler acemilik yapmış." sözünün peşine düşülür mü? Düşülür. Düşülür ve üstünde düşünülür. Düşünülür ve gereği yapılır ki, elma, armut, ayva birbirine karışmasın.
Nitekim, Genelkurmay da "soruşturma" açtırmış. Tabii, "soruşturma" nın gerekçesi ve hedefi nedir, bilmiyorum. Yani aşağıdakilerden hangisi, hangileri? 1. Çok önemli görevlerde bulunmuş bir emekli korgeneralin bomba attırması; 2. Bombaları, devlet görevlilerinin bulunduğu mekanların yakınına attırması; 3. Bombaları bizzat devlet görevlilerini hizaya getirmek için attırması; 4. Yıllar önce o bombaları da terör örgütü atmış gibi yapılması; 5. Bombaları üstlerine haber vermeden attırması; 6. Özellikle yargı mensuplarının ürkütülmesi ve böylece korkularının, endişe ve öfkelerinin kararlarını etkilemesine yol açılması; yani yargıya bombalı müdahale; 7. Devletin teröre bulaştırılması; 8. Bombaları attırması değil, yıllar sonra, bomba attırdığını itiraf etmesi; 9. Bir sırrı açıklaması; 10. İtiraf değil, iftira etmesi. 11. "Şemdinli'dekiler acemi" diyerek, mahkum askerlerden değil, yargı kararından yana çıkması; 12. Aslında yargı kararıyla filan da ilgilenmeyip Şemdinli'de mesela, suç konusu eylemi savunuyor olması; 13. Suç ve mahkumiyet konusu Şemdinli eylemini savunması bir yana, onun acemice olduğunu belirtmek suretiyle daha da ustalarını öneriyor olması; 14. Böylece şiddete övgüde bulunması.
Kısaca; bir komutan olarak, provokatif bomba emri verdiği için mi yoksa yıllar sonra bunu ilan ettiği için mi, soruşturuluyor, bilmiyorum. Herhalde açıklanır. Yalnız, bu tür bir iftira yahut itiraf söz konusu olduğunda, sadece Genelkurmay değil; 1. Savcılar ve yargı da harekete geçer; 2. Meclis, en azından tatil dönüşü bu açıklamaları inceler; 3. O günlerde orada devlet memuru, hakim, savcı olarak görev yapmış kişiler tanıklık yapar; 4. Başta Yüksek Yargı mensupları, barolar ve sivil toplum örgütleri ile çok kıymetli hukukçu akademisyenler açıklamalarla tavır alır; 5. "Türkiye'nin en büyük gazetesi" bu olayı gizleyeceğine, Genelkurmay soruşturmasını dahi şeyin şeyinde vereceğine, tüm medyayla birlikte, o dönemin vakalarını yeniden masaya yatırır. 6. Kimi gazeteci gözlerini kapatmaya uğraşmaz; kimi de bunun "terör örgütüne koz olduğunu" savunmaz; hele hele "Silahlı Kuvvetler'e içeriden darbe" diye yorumlamaz; bu tür olayların bilinmesinin, üstüne gidilmesinin, ancak devletin, ülkenin, ordunun ve demokrasinin itibarını yükselteceğini görür ve anlatır.
Şimdi kuvvetli ihtimal, Yeni Aktüel'de Semin Gümüşel' in aldığı bu beyanatın "densizlik" olduğu noktasında hem fikir çok kişi vardır. Kimi bunu "Paşa" nıo küskünlüğüne, kimi boşboğazlığına filan bağlar. Oysa karşımızdaki "Kasımpaşa" değil, Türkiye'de çok önemli askeri sorumlulukların emanet edildiği, çok önemli madalyalarını taşıyan, elendiği sonuncu aşama hariç generallik terfilerini hep ilk sıradan almış bir isim. O yüzden, Genelkurmay'ın neyi soruşturacağını çok merak ediyorum. Yarın: Altay Tokat, nasıl bir eylem, düşünce ve iş adamı?
Başımız sağolsun! Halit Çapın, bir güzel insan, mesleğe aşık bir gazeteci, üstat bir kalemdi. Yazısını okumak ayrı keyifti ama yakınında bulunmak da bir o kadar. Onu tanımış olanlara da, ama esas onu ihmal etmemiş olanlara ne mutlu. İyi ki, şu deme kadar, sabahın o ölümlü vaktine dek, buralarda onun kelimelerine hep yer bulunabilmiş; iyi ki "Takvim yaprakları" arasında daha erken koparılmadan şu yıllara yüreğini akıtabilmiş..
|