Zehir!..
MÜTHİŞ bir coşku seli içinde Aspendos'tan çıkıyorum.. İki yanımda benimle ayni yolu kullanan orkestra elemanları, koristler.. Herbirini kutluyorum.. O sırada biri yanaştı yanıma.. Eczacı mıymış, neymiş.. "Hıncal Bey, bu kadar alkışa, O Fortuna'yı bir daha söyleseler olmaz mıydı?.." Bir bale gösterisini, Gülben Konseri sanıyor olmalı.. "Olurdu ama" dedim, kırılmasın diye, "Çocuklar Korosunu gördünüz. O çocuklar zaten geç kaldılar. Bu saatte yataklarında olmalıydılar.." Yanımda yürümeğe devam etti.. Zehirini saçmaya kararlı.. "Şuraya bir otobüs konsa olmaz mıydı?.." Patladım.. "Beyefendi, izin verin şu mutluluğu bir doyasıya yaşayalım.. Yaşayın siz de.. Eleştirileri yapacak vakti nasılsa buluruz.." Çekti gitti, arkasına bakmadan.. Niye böyleyiz biz?.. Niye bir keyif anını dahi yaşamaktan kaçıp, zehirler arıyoruz!.. Sonra "Ne olacak halimiz?.." Bu kafa ile ne olsun istiyoruz ki!..
|