|
|
Zerrin Özer'i dinlemek lazım
Zerrin Özer de kitap yazmış: Bir Sarışın Küçük Kız. Kızgınlıklarını yazıp, kızgın olduğu insanlar hakkında içini dökmüş. Kimi onu öfkeli bulmuş, kimiyse sevimsiz... Kitabının adında iç dünyasını ortaya koymuş oysa. O gerçek bir sarışın değildi ama 'sarışın küçük kız'dı hâlâ. Etrafı yakıp yıkacak kadar kızgın... Aslında kızgınlığı kendineydi, kimseye değil. Kendisiyle hesaplaşmasının çevreye verdiği zarar onun karakteri sanıldı. Diyelim ki karakteriydi.. Diyelim ki iletişimini yönetmekte başarısızdı. Gözlerinizi kapatıp onun sesini dinleyin; plaktan, kasetten, cd'den değil, zihninizden.. Bu yürek vurucu sesin ve yorumun sahibi varsayın ki huysuzdu... O huysuzluğun üstesinden gelmek mümkün değil miydi? Küçük, köhne barlarda bile dinlemeyeceğiniz onca popçunun kaprisinden, huysuzluğundan daha mı çekilmezdi Zerrin Özer? 1980'lerin sonunda söylediği 'bırak ellerimi', 'dünya tatlısı' şarkılarıyla çınlamıyor mu kulaklarınız? Yaşadıklarıyla baş edemeyişine kızgınlığını dizginlemeksizin savrulduğu için, son 15 yılda daha iyi bir Zerrin Özer dinleyemediysek eğer kulaklarımızın bu mahrum bırakılmışlığından onu o kuyudan çıkarmayanlar da sorumlu değil mi? Zerrin Özer'i anlıyorum. Yüksek IQ'lu yaramaz çocuklar gibi, güzel sesli hırçın kadın. O da anlasın ki, gerçekte koyu saçlı olan küçük kız artık büyümeli. Kendisiyle ve kızdıklarıyla barışıp, yaralarını sarmalı. Çabuk ol Zerrin Özer. Çünkü bu ses çoraklığında seni yeniden dinlemek lazım.
|