Yanlış ilacı eczacı fark etti
* Eşime 'alerjik egzema'sı teşhisi kondu. Eczacı reçete edilen ilacın eşimin hastalığıyla ilgili olmadığını, bunu doktorumuzla konuşmamızda yarar olduğunu söyledi. Doktora durumu ilettik. Gerçekten alerji ilacı yerine, sehven bir antibiyotik yazılmış. Hekimler, hata yapmayan kişiler değillerdir. Hekimlerin hastalarına kasıtlı olarak zarar vereceğini varsaymak pek olası değildir. Ancak, onlar da başkaları gibi unutabilirler, şaşırabilirler. Polikliniklerdeki uzun kuyrukların, sabırsızlanan hasta ve hasta yakınlarının baskısı altında kalan hekimin, yanlışlık yapma potansiyeli hayli fazladır. Dikkatsizlik, tedbirsizlik, dalgınlık, umursamazlık, ihmal, bilgi ve beceri yetersizliğinden kaynaklanabilen hekim hataları; diğer bir çok meslek mensubununkine göre çok daha kötü sonuçlar doğurur. Bundan dolayıdır ki; toplum hekimlerin hata yapmamasını ister. Bu talep, zamanla hekimlerin yanılmayacağı inancına dönüşmüştür. Oysa bu kanaat gerçekçi değildir. Hasta ve hasta yakınları, hekimlerin de yanılabileceğini akıllarından çıkarmasalar; hastalıkları ve tedavileri konusunda uyanık olurlar, daha çok bilgilenme, sorgulama gereksinimi duyarlar ve sağlıklarıyla ilgili olarak daha çok inisiyatif kullanırlar. Bu durum onları, olası hekim hatalarının mağduru olmaktan korur. Sonuç, sadece hastanın değil, aynı zamanda hekimin de lehinedir. Aynı yanılsama, hekimlerin kendilerinde de mevcuttur. Çoğu hekim, koyduğu teşhis ve uyguladığı tedavinin doğruluğundan kuşku duymaz. Yaptığı ameliyat ve girişimlerin usulüne uygun olduğuna inanır. Ortaya çıkan komplikasyon ve sorunları ya görmezden gelebilir veya bunların kendi hatası olmadığını, anestezi hatası, servis bakım kusuru veya teknik alt yapıdaki eksikliklerin ve aşırı iş yükünün doğal bir sonucu olduğunu söyler. Bazen de hasta ve hasta yakınlarını suçlar ve iyileşmedeki gecikme veya komplikasyonların onların ihmali, dikkatsizliği ve tedaviye uyum göstermemesinden ileri geldiğini öne sürer. Oysa, hekimlerin kendilerine bu kadar güven duymaları doğru bir yaklaşım değildir. Kimse hata yapmaya karşı korunmuş değildir. Teşhisimiz yanlış olabilir, tedavimiz yetersiz kalabilir, hastaya uyguladığımız girişimden dolayı istenmeyen sorunlar ortaya çıkabilir. Korku; kişiyi muhtemel hatalardan alıkoyan önemli bir mekanizmadır. Hata yapmaktan korkmayan kişiler, en sık hata yapması muhtemel kişilerdir. Korku, hekimi dikkat etmeye, yaptığı işi ihtimamla yapmaya zorlar. Eczacı ve hemşire gibi sağlık çalışanlarının hekimin hatasını yakalama ve uyarma sorumlulukları vardır. Örneğin birçok Batı Avrupa ülkesinde, ilacı, marketten herhangi bir ürün satın alır gibi alamazsınız. Eczaneye gittiğinizde, sizi çırak veya kalfa değil; beyaz önlüğü ve yaka kartıyla bizzat eczacı karşılar. Reçetenizi kontrol eder. Hastanın teşhisi, yaşı, gebelik ve emzirme durumu, alkol kullanımı ve almakta olduğu başka ilaçları, mevcut diğer hastalıkları ile verilen reçetedeki ilaçların uygunluğunu gözden geçirir. Önerilen doz ve kullanım şekline dikkat eder. Herhangi bir çelişki veya kuşkulu durum varlığında hastayı hekime yönlendirir. Herhangi bir sorunun olmaması durumunda da, ilaçları hastaya tanıtır; hangisini ne dozda, ne zaman, nasıl ve ne kadar süreyle alması gerektiğini, olası yan etkileri, ilacı nasıl ve ne koşullarda saklaması gerektiğini anlatır. Böyle bir kontrol mekanizmasının varlığı hem hasta, hem de hekim için büyük bir güvencedir. Umarım benzer uygulamaların ülkemizde de yaygınlaşmasını sağlayabiliriz.
|