Şişmanın aşkı da zor!

Ülkemizde çok başarılı şişmanlar var. Vallahi var. Başarının kilosu yok. Süleyman Demirel, Turgut Özal (Allah rahmet eylesin), Zerrin Özer, Ata Demirer, Reha Muhtar vs... Geçen hafta bir şişmanımızın üzerine çok gittiler. Aşık olmuştu ve aşık olduğu kadınla "Caz Festivali" ne gitmişti. Gülşen Ve Reha aşkı işte böylece gündeme oturuvermişti. Biz daha ne oluyor diyemeden Hürriyet Yazarı Ahmet Hakan ve aynı gazetenin eki Kelebek'ten Cengiz Semercioğlu "XXL bir aşkın analizleri"ni yazıya dökmüşlerdi bile. Nedense Ahmet Hakan çok sinirliydi:

CÜSSE Mİ CÜBBE Mİ
"Hani 'Cem Yılmaz, Okan Bayülgen, Yılmaz Erdoğan' üçlüsüne 'yazılan' manken kızlar için, 'Bazıları komik sever' türünden başlıkları atılır ya. Peki... 'Şarkıcı Gülşen ve aşkları" konusunda nasıl bir başlık atacağız? Doğrusu bilemiyorum. Olaya şöyle bir bakalım: Gülşen, önce Erol Köse ile beraberdi. Şimdi de Reha Muhtar'a yakınlaşmış. Tamam, 'cüsse' olarak bu iki isim arasındaki fark büyüktür ama ya benzerlikler?" Diye başladığı ve nedense sinirli olduğu anlaşılan yazısında bahsettiği benzerlikleri daha da sinirlenerek saymakta ve yazının son cümlesi, büyük bir ihtimalle Reha-Gülşen ikilisinin suratında bir tokat gibi patlamakta. Bu yazıyı okurken nedense Hakan'ın ikili için saydığı ve sebebi anlaşılamayan "gergin" benzerliklerden çok hem tırnak içine aldığı hem de koyu yazdığı "cüsse" kelimesi ilgimi çekti. Ben de kilo tarafından Reha'ya akraba olduğumdan, "normal kilodaki" insanların bu "cüsse" kelimesini nasıl bir hınç ile telaffuz edip, sizi bir anda kilolu olmaktan, kendiniz olmaktan nasıl pişman ettiklerini bilirim. Size baktıklarında kullanacakları ilk malzemedir sevgili "cüsse"niz. "Cübbe" niz ile pek alakaları yoktur. Ama hakkını vermek lazım, Ahmet Hakan, cüssenin ardından Gülşen Ve Reha'nın cüppelerine de iyi bindirmiş. Peki bunu neden yapmış? Tarz ve tavırlarından, yaşama bakışlarından ve 32 kısım tekmili birden hiçbir şeylerinden hoşlanmadığı iki insanın birlikteliğinden öyle bir yazı çıkarmış ki çok kızdığı anlaşılıyor ama neden bu kadar kızdığı, yazının "dalga geçme" cüssesi altında ezilip kalıyor. Aynı Gün Cengiz Semercioğlu da "Sıfır Beden Aşk" diye bir yazı yazmış.

AŞKIN BEDENİ KAÇ?
Ama çok şaşırdığı ve halkın da şaşıracağını bildiği "sıfır beden Gülşen ile XXL Reha'nın aşkı" üzerine açıklamalarda bulunmuş. Açıklamaları gayet hoş ve şık. Ama nedense şişman bir insan ile zayıf bir insanın aşık olması için mutlaka şişman tarafın çok özel "özellikleri" bulunması gerektiğine kanaat getirmiş. Reha'nın ne kadar romantik olduğu, kadınların buna ölüp bittiğinden bahsediyor. Gülşen ise belli ki yazar tarafından çok ama çok çekici bulunduğundan ve sıfır beden olduğundan başka herhangi bir özelliğe sahip bulunmasa da olmaktadır.

KISKANÇLIK MI VAR?
Zaten anlattığı "Yengeç burcu romantiği" XXL Reha'nın, Gülşen'i beğenmemesi diye bir durum olamaz... Bu arada bir yandan da şu geliyor aklıma, acaba albümü çıktığı zaman, Gülşen'in müziğinden çok kıyafetlerinden bahseden erkek yazarlarımız Reha'yı biraz kıskanıyor olabilir mi? Üstelik konunun çok daha ilginç ve benim gibi şişman kadınları ilgilendiren başka bir boyutu var... Ama ne yazık ki perşembe'ye... Programıma bugünlük son verirken en güzel günler en güzel geceler sizlerin olsun... Allahaısmarladık...