| |
Gerçeklerden kaçmak mutluluk verir
Bireyler de, toplumlar da zaman zaman "Gerçek gündem"den kaçmayı deneyebilir. Örneğin bir sanayici olabilirsiniz. O hafta ödemeniz gereken senetlerinizin varlığına karşı, ne kasanızda, ne de banka hesabınızda, bunları karşılayacak para vardır. Bunun yanında işçilerinizin ücretlerini ödemek için de zorlanmaktasınızdır. Bu noktada hiç olmazsa bir gece için gerçek gündemden kaçmayı denersiniz. Bir eğlence mekanında vur patlasın çal oynasın eğlenirken, yeni doğan günün neler getireceğini görmezden gelirsiniz. Hiç çalışmadığı bir dersin sınavına girmek üzere olan öğrenci de yapabilir bunu, kaybedeceği kesin olan bir seçimin oylarının sayılmasını bekleyen politikacı da. Aslında "Kaçış"lar (Escapizm) bir çeşit ruhsal terapidir. Bu kaçışlarla sorunları çözmek yerine, onları bir süreliğine görmezden gelip, hayal dünyasının pembe ufuklarına dalabilirsiniz. Bu sırada sorunların büyüyerek devam ettiğini ve krizin yaklaştığını bilirsiniz ama bir süre için bunu umursamazsınız. Tıpta ve eczacılıkta, bu kaçışı ilaçlarla gerçekleştirmek mümkün. Örneğin her an gergin, her dakika bunalıma girmeye hazır insanlara verilen ve "Saadet Hapı" diye nitelenen ilaçlar var. Bunları kullanan insanların sürekli gülümsediklerini, belleklerinin zayıfladığını, faciaları bile iyimser yorumlarla karşıladıklarını görürsünüz.
UMURSAMAZLIK Böyle bir de öykü vardır. Midesi bozuk olduğu için sürekli altına kaçıran bir adam, bu durumuna çok üzülürmüş. Bir arkadaşı "Bu kadar üzüleceğine hastanede mide-bağırsak uzmanına görün. Seni tedavi etsin" diye yol göstermiş. Aradan iki hafta geçmiş ve yolda karşılaşmışlar. Adama hastaneye gitmesini öneren arkadaşı "Tedavi oldun mu" diye sormuş. Altına kaçıran adam gülümseyerek cevaplamış bu soruyu, -Hastanede mide-bağırsak hastalıkları bölümü yerine yanlışlıkla psikiyatri bölümüne gittim. İlaçlar verdiler. Şimdi yine altıma kaçırıyorum ama artık hiç aldırmıyorum, demiş. Toplumların sosyo-politik gerçeklerden kaçışları da, bireylerinkine benzer şekilde oluyor. Mesela biliyorsunuz ki, korumacılık ve devletçilik devam ederken, katı kambiyo rejimi ile global ekonominin gerçekleri dışında yaşarken, bütçe açıklarını borçlanarak fonlarken, ekonominizin yüksek enflasyondan ve kronik döviz krizlerinden kurtulması mümkün değildir. Gereken reformları yapmak yerine durumu idare ederek gerçeklerden kaçabilirsiniz ve onlarca yıl "Kriz bağımlısı" bir toplum olarak yaşayabilirsiniz.
YİNE KAÇALIM Bu reformları yapan Turgut Özal'a da "Eskiden kavunlar ve karpuzlar daha lezzetliydi" diye kızabilirsiniz hatta. Daha da ötesi, geçmişi unutup yine "Sabit kur"a geçmeyi dener ve krizleri bugünün takvimine de taşırsınız. Bunun gibi "Güneydoğu Sorunu"nu ile de, "Kıbrıs Sorunu"nu ile de birlikte yaşayıp, bunların içeriğindeki gerçeklerden kaçabilirsiniz. Bu sorunlara çözüm üretmediğiniz takdirde, bunların uluslararası zorlamalarla karşınıza "Kriz" boyutunda çıkacaklarını bildiğiniz halde, yüzünüzde umursamaz bir gülümseme ile sloganların arkasına saklanırsınız. Toplumsal ve siyasal yaşamınızdaki çok kültürlülüğe dayalı dualizmleri ancak hoşgörü, uzlaşma ve demokrasi ile aşabileceğinizi bildiğiniz halde, farklılıkları kaşıyarak doğacak gerginliklerin perdesinde yıllarınızı geçirirsiniz. Örneğin şu anda hemen yanıbaşımızda sıcak bir savaşa dönüşmek üzere olan bir kriz var. İsrail'in Lübnan'daki askeri operasyonu Suriye ve hatta İran'ın cephe ülkeleri haline gelmesine dayanabilir. Tüm dünyadaki siyaset ve askerlik meslekleri bu duruma kilitlenmiştir. Siz ise yine bir kaçışı deneyip, bir komutanın özel yaşamına ilişkin meslek içi tecziye olayını "Rejim sorunu" haline getirmeyi deneyerek, askerlik mesleğini böyle değerlendirirsiniz. Siyaseti de, "Kim cumhurbaşkanı olacak"a kilitlersiniz. Daha kolayı da Hülya Avşar'ın sanal aşklarında sörf yapabilirsiniz toplum olarak...
|