| |
|
|
Fisunoğlu dinlendiği için başkanlık gitmişti
Genelkurmay Başkanlığı "Biz kimseyi dinlemedik. Bunu yapmak için ne teçhizatımız var, ne de yasal durumumuz" diyor. İki ifadenin de doğru olduğunu düşünüyorum. Ama birileri "askerleri de" dinliyor. Bu ilk kez olan bir şey değil. Yıllar önce Orgeneral Muhittin Fisunoğlu da dinleme kurbanı olmuştu. Fisunoğlu'nun, falcısını arayıp "Genelkurmay Başkanı olacak mıyım" diye sorması dinlemeye takılmış, bu durum Fisunoğlu'nun Genelkurmay Başkanlığı'na malolmuştu. Yerine İsmail Hakkı Karadayı o makama oturmuştu. Şansa bakın ki, Fisunoğlu'nun telefonlarının dinlendiği dönem de, tam Yüksek Askeri Şûra öncesine denk geliyordu. Daha sonra Karadayı Paşa'nın telefonlarının da "Emniyet istihbaratı" tarafından dinlendiği ortaya çıkmış, halen görevde olan bir emniyet müdürü koltuğundan olmuştu. Metehan Demir, pek çok üst rütbeli subayın "telefonlarının dinlendiğinden şüphe ettiğini" yazıyor bugün. Telefonları dinlendiği için koltuğundan olan tümgeneral Taşkesen'in "konumu" kritik. Kara Harp Okulu Komutanı. Yani bazı "grupların" orduya sızma girişimlerinin odağındaki yer. "Bazı grupların" hedefi olan Yaşar Büyükanıt'ın "geçmişine" baktığınız zaman Büyükanıt'ın da nedenle hedef olduğunu anlıyorsunuz. Çünkü Büyükanıt da Kuleli Komutanı'yken "sızma" girişimleriyle mücadeleye başlamış ve bunu hep sürdürmüş ve bu nedenle "hedef" olmuştu. Benim görebildiğim kadarıyla buradaki "dinlemenin", Şemdinli İddianamesi, Genelkurmay önünde dağıtılan "zarflarla" kesişen yerleri var. Çok mu şüpheciyim bilmiyorum. Ama olmaz olmaz.
|