|
|
Televizyon masum mu?
Çocuk ve gençler arasındaki şiddet arttıkça, şiddetin kaynağına, dolayısıyla çözümüne ilişkin tartışmalar da arttı. Çocuklarını, hem şiddet göstermelerinden hem de şiddete kurban olmaktan korumaya çalışan ailelerin tartışmalarla akılları daha çok karışabiliyor. Ne yapacaklarını, neye inanacaklarını şaşırmış durumdalar. Gerçekten televizyon ya da diğer bir deyimle filmler ve diziler şiddeti körüklüyor mu? Şiddetin tek kaynağı diziler mi? Yoksa dizilerin hiç etkisi yok mu? Belki de gerçek ikisinin kaynaşımı ve tartışmanın özünü kaçırıyoruz. Bunun tek sonucu artacak şiddet olur. Bu sonucu hiçbirimiz istemeyeceğimize göre bilimsel gerçeklere inanmak gerekiyor.
ŞİDDETİN ETKİLERİ Çocuklar, şiddet karşısında iki farklı tepki gösterir. Bazıları şiddet karşında kaygı, içe kapanma, ürkeklik gibi tutumlar sergilerken, bazıları vurucu, kaba, kırıcı ve saldırgan tutumlar gösterir. Yapılan araştırmalar tanık oldukları ya da basın yayın organlarından izledikleri şiddetin çocukları çeşitli yönlerden etkilediklerini ortaya koymaktadır.
* Sürekli yinelenen şiddet eylemleri, çocuğun şiddeti sorun çözmede etkin bir araç, yöntem ve bir ilişki biçimi olarak görmesine neden olmaktadır.
* Özellikle büyük çocukların gördükleri şiddet eylemlerini aynen uyguladıkları görülmektedir.
* Şiddet eylemleri öfke eğilimli olanlarda dürtüsel ya da duygusal kontrolü zayıflatmaktadır; ruhsal travmaya neden olmaktadır. Evet, bilimsel veriler bunları söylüyor. Çocukların şiddetle karşılaşmaları etkenlerden biri. Çocuğun en fazla şiddete uğradığı yer de evdir, ailedir. Aile içindeki şiddet çocuğun hem şiddeti öğrenmesine hem de şiddet gösterenle özdeşim yapmasına neden olur. Bu şiddetin direkt çocuğa yönelmiş olması gerekmez. Çocuğa hiç şiddet uygulanmasa bile, aile bireylerinden başka birine uygulanan şiddet çocukta aynı etkiyi yapmaktadır. Çocuğun maruz kaldığı şiddet de bu etkiyi artırır. Bu şiddet sözel, fiziksel ya da cinsel olabilir. Çoğu kez görmezden gelmemize, kimi zaman önemsememize karşın bu bilimsel bir gerçektir ve aile içi şiddet ülkemizde bir sorundur. Gittikçe artan, bir sürü gayrete ve vurdumduymazlığa rağmen ev sınırlarını aşarak, sokaklara, acil servislere, gazetelere taşan bir gerçektir. Çocuğumuzu şiddetten korumak istiyorsak, aile içi şiddete son vermemiz gerekir. Sadece kendi ailemiz değil, diğer aileler de bizim sorunumuzdur. Çünkü o ailelerden yetişen çocuklar, çocuğumuzun sokakta karşılaşacağı şiddetin uygulayıcısı olabilir. Tabii ki her çocuk oyun oynayıp ya da dizi seyredip, hemen şiddet uygulamıyor. Ancak yaşı küçük olanlar, soyut düşünmenin gelişmediği çağlarda olanlar daha büyük risk altında. Gittikçe artışın neden filmlerin ve kahramanların değişmesidir. Elbette şu an da anne baba olanların çoğu kovboylara, örümcek adamlara, kızıl maskelere özendi. Ama artık kahramanlar sadece kötü bir kişiyi yakalamaya çalışmıyor. Kitleler yok ediliyor, kahraman olmanın yolu kötü olmaktan geçiyor. Bu nedenle filmler, diziler, TV ya da oyunlar etkisiz demek gerçeği görmemek olur. Çocuklarınızın ve bazı erişkinlerin en büyük itirazı, herkesin bu dizileri izlediği ve çocuğun onların yanında kendini kötü hissettiği yönünde olacaktır. Çocuklarınıza rahatlıkla bunları izlemesinin doğru olmadığını söyleyebilirsiniz.
SIRA SİZDE! Bazı firmalar şiddet içeren programlara reklam vermeme kararı aldı. Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanlığı, yapımcılarla görüşüyor, alternatifler yaratmaya çalışıyor. Basın, konuyu gündeme taşıyor, arada çatlak sesler olsa da yazılıyor, çözümler aranıyor. Evet sevgili aileler, tüm bunlar sizin çocuklarınızı şiddetten korumak için yapılıyor. Sıra sizde! Evdeki elektronik aletlerin kumandalarını ve çocuklarınızın kontrolünü elinize alın. Alın ki, sizin yapmanız gereken kontrolü başkaları yaparak, onların zarar görmesine neden olmasın. Kolay bir adım olmayabilir. Ama zaten sizler anne babalığın zor olduğunu biliyorsunuz . Şiddete karşı başlayan bu yürüyüşte adım atma sırası sizde. Haydi!
|