'Öğretmenim annem beni dövüyor, elimi çimdikliyor, bu sabah o kadar çok ağladım ki...'
Arkadaşıma, "Amerika'da olsan seni hapse atarlar kızım," diye takıldım. "Gülme, işin şakasını hiç yapma," diye çıkıştı. Oğluna hiç vurmadığını söylüyor, minicik çocuğun yalanlarına anlam veremiyordu
Çok yakın bir arkadaşım aradı. "İki üç gündür aile içi şiddeti yazıyorsun. Bak başıma ne geldi," dedi. Arkadaşımın dört buçuk yaşında bir oğlu var. Geçenlerde anaokulunda annesini öğretmene şikayet etmiş. Ne mi demiş? "Öğretmenim, annem beni dövüyor. Bu sabah o kadar çok ağladım ki." Durun daha bitmedi. Ufaklık, sınıftaki panoya da "En çok anneannemi seviyorum ama annemi sevmiyorum çünkü beni dövüyor, elimi çimdikliyor," diye yazdırmış. İyi mi? "Amerika'da olsan seni, çocuğunu dövdüğün için hapse atarlar kızım," diye takıldım. "Gülme, işin şakasını hiç yapma" diye çıkıştı. "Hayatımda bu çocuğa hiç vurmadım. Düşünsene bu kadar üstüne titriyorum, o benim hakkımda yalanlar uyduruyor." Dört buçuk yaşındaki ufaklığın derdi bir kostümmüş meğer. Yaklaşık bir haftadır anne ve babasına 'Spiderman' kostümü aldırmak için akla karayı seçmiş. Sonunda bu yola başvurmuş. İstediğini elde etti üstelik. "Beni dövüyor" yalanı annesinin öyle gücüne gitmiş ki alıverdi kostümü. Şimdilerde evde oğlan değil, küçük bir örümcek adam dolaşıyor.
*** Kocamın gözünde arpacık çıktı. Bir süre geçince, gözü şişmeye ve kızarmaya başladı. Halil Bahçecioğlu'nu aradık. "Aman" dedi. "Hemen önlem alın, ciddi bir iş bu." Türkiye'nin en iyi göz doktorlarından biri bunu söylerse korkarsınız tabii. Elimizde bir çift damla kutusu ile dolaşmaya başladık. Saat başı dört damla. Bunca bakıma rağmen kocamın yaptığı kötü espri nedir peki? "Hayatım, sen şimdi şiddet falan yazıyorsun ya, ben Hürriyet Gazetesi'ne gidip de Balçiçek Pamir beni dövüyor desem, kanıt olarak da gözümü göstersem, ne komik olur değil mi?" Gülmedim tabii. Maalesef benden başka herkes güldüğü için aynı espri sürekli tekrarlandı. Eğer grup içindeyseniz ve topluluğun ortak güdülerine katılmıyorsanız, bilin ki dışlanacaksınız. Bana da öyle oldu. Olay espri yoksunluğumdan tutun da huysuzluğuma kadar devam etti.
*** Bir haftadır evdeyim. Benimkisi biraz zorunlu bir tatil. Vücut iflas edip "Artık biraz yatmalısın," deyince mecburen sözünü dinliyorsunuz. Bu arada evde kalışım herkesi rahatsız etti. Neden? Evin düzensizliğine el attım da ondan. Odalar toplandı, köşe bucak temizlik yapıldı, köpekler bile hizaya girdi. Öyle babalarının çiftliği gibi dolaşıp her yeri kemiremiyorlar artık. Askeri bir disiplin mevzu bahis yani. Bu disiplinden tek memnun kişi benim. Evdekiler gözümün içine bakıyorlar; "Bu kadın ne zaman işe gidecek," diye. Yağma yok tabii. Evimdeyim. Dün köpeklerden şişman olanına, Hayta'ya, bahçedeki çöpü karıştırdı diye öyle bir bağırdım ki kendim bile korktum. Bizim ufaklık da korkmuş olacak, yere yatıp patilerini bana doğru kaldırdı ve gözlerini kısarak en acınası haline büründü. Sanki "Lütfen, bana vurma," der gibiydi. "İyi de ben bu köpeğe ne zaman vurdum? Sanki günde iki posta dövüyormuşum gibi davranıyor," diye ağladım, inanın şaka değil. Disiplin bitti tabii... Neyse iki gün kaldı, işe başlıyorum.
|