|
|
|
|
|
Danıştay saldırısını Kubilay olayı gibi ele almalıyız
"Bir adli organ olarak Savcılık" konulu sempozyumda konuşan Nuri Ok, 17 Mayıs'ta Danıştay'a yapılan saldırıyı "hem yargı hem Türkiye için kara gün olarak" niteledi. Ok, "Bu faşist barbarlık; unutulacak, geçiştirilecek, göz yumulacak sıradan bir olay değildir" dedi.
Nuri Ok, "Bu katliam girişimi, hedeflerine şiddet yöntemleri uygulayarak hatta katliamları göze alarak ulaşmak isteyen radikal çevrelerin, kışkırtıldıklarında, özendirildiklerinde, himaye duygusu verildiğinde neler yapabileceklerine, nelere cüret edebileceklerine en yeni
ve canlı örnektir. Çok acı, ama ibretlik bir olay; özellikle hedef gösterenlerin, kışkırtıcıların, düşünmeden, ölçüsüz ve sorumsuz öfkeli tepki verenlerin dersler çıkarması gereken vahim bir olay" diye konuştu.
Danıştay saldırısını "yargının matem günü" olarak anılmasını isteyen Ok, "Her yıl aynı tepki, aynı duygu, artan inanç ve tek yürekle Cumhuriyet ve demokrasinin gerçek sahibi ve koruyucusu halkımızla birlikte bir Kubilay olayı gibi anmak ve böylece uyarıcı ve caydırıcı olmak için unutturmamak bizlere düşen görevdir" dedi.
YARSAV POLEMİĞİ
Kuruluş dilekçesini geçtiğimiz günlerde Ankara Valiliği'ne sunan Hakimler ve Savcılar Birliği (YARSAV) de sempozyumda polemiğe yol açtı. Nuri Ok, "Aralarında yüksek mahkemelerin daire başkan ve üyeleri, HSYK üyeleri, tetkik hakimleri, raportörler, adli ve idari hakim ve savcılar ile Yargıtay Cumhuriyet savcılarının bulunduğu oldukça geniş bir tabanda 501 kişi Yargıçlar ve Savcılar Birliği'ni kurmuşlardır" derken, TBB Başkanı Özdemir Özok ise hakim ve savcıların ayrı ayrı örgütlenmesi gerektiğini savundu.
TÜM HAKİM SAVCILAR ÜYE OLACAK
Yarsav'ın tamamen siyaset üstü ve dışı özel konumda bir meslek örgütü olduğuna işaret eden Ok, "Derneğimizden hiç kimse rahatsız olmamalıdır. Sayıları pek az da olsa kimi arkadaşlarımızda gözlemlediğimiz mütereddit tavrın kısa süre sonra coşku ve heyecan ile desteğe dönüşeceği, üye sayısının tüm hakim ve savcıların sayısına ulaştığında görülecektir" dedi. Ok, sözlerini şöyle sürdürdü:
VESAYET ALTINDA BİRLİK KABUL EDİLEMEZ
"Tozlu raflardan çıkarılan Hakim ve Savcılar Birliği Yasa Taslağı, Adalet Bakanlığı'nda bir endişenin var olduğu izlenimini yaratmıştır. Bunun yersizliği kısa zamanda anlaşılacaktır. Birliğin özel bir kanunla düzenlenmesine karşı olmak mümkün değildir. Ancak, bakanlığın vesayet ve güdümünde bir birlik kabul edilemez. Bağımlı statü, birliğin amacını yerine getirmeye engeldir. Kanunla düzenlenmesi düşünülen birliğe, bağımsız bir statü tanınması halinde hem yargı camiası, hem de dernek olarak destek olunacağının bilinmesi gerekir."
TBB Başkanı Özok ise konuşmasında Cumhuriyet savcısının yürütme ile yargı erki arasında iletişimi kurma göreviyle öne çıktığına işaret etti. Özok, "Onun 'sui generis' diye nitelenen klasik konumuna son vermek gerekmektedir" dedi. Özok, birlik olarak yargıç ve hakimlerin ayrı ayrı örgütlenmesini desteklediklerini söyledi.
Nuri Ok, özellikle örgütlü suçlardaki artışa dikkat çekerken Sabih Kanadoğlu'ndan bu yana dile getirilen Türkiye Cumhuriyeti Başsavcılığı kurulması gerektiğini yönündeki düşünceyi bir kez daha yineledi.
İLGİNÇ ANKET
Ok, Adalet, Dışişleri ve İçişleri Bakanlıkları ile bağlı kurumların katılımıyla oluşturulan teknik çalışma kurulunun hazırladığı "Türkiye'de, İnsan Ticaretiyle Mücadelede Yasa Uygulamasıyla ilgili stratejik bir yaklaşım raporunda" yer alan bir ankete de dikkat çekti.
Ok, anketi şöyle açıkladı: "Anket, insan ticareti suçunun soruşturma ve yargılamasında görev alan bin 224 hakim ve Cumhuriyet savcısına, 440 rütbeli polis ve yine rütbeli 533 jandarma görevlisine uygulanmış, hakim ve savcılarının yüzde 87'si, jandarma görevlilerinin yüzde 89'u, polisin yüzde 91'i 'İnsan Ticareti Suçu'nun ülke genelinde örgütlenmiş tek bir savcılık tarafından yürütülmesi gerektiğini; kolluk birimlerinin de uzmanlaşmasının zorunlu olduğu fikrini, hakim ve savcıların yüzde 96'sı, jandarma görevlilerinin yine yüzde 96'sı, polisin ise yüzde 98'inin kabul ettiği, polisin yüzde 74'ü, jandarmanın ise yüzde 78'i, görevli kolluk kuvvetleri arasında koordinasyon eksikliği bulunduğunu düşünmektedir. Bu anket sonucunun terör, organize ve sınır aşan suçlar, birden fazla yargı çevresini veya tüm Türkiye'yi kapsayan suçlar için de geçerli olduğundan kuşku duyulmamalıdır."
(ANKA)
|