Boşanmalarda küresel etki
Ekonomide küreselleşmenin tüm etkilerini yaşıyoruz. Zaman zaman olumlu, zaman zaman olumsuz olan bu etkiler geçtiğimiz üç-dört yılda Türkiye'nin lehineydi. Ülkemize oluk oluk para aktı ve bu sayede enflasyonu güle oynaya düşüşürken yüksek büyüme sağladık. Ama 2006 yılında durum tersine dönmeye başladı. Ekonomide ve finansal piyasalardaki küreselleşmenin dozunun son 10 yıl, 20 yılda artmasının bazı nedenleri var. Sermaye hareketlerinin serbestleşmesi, bilgisayarlaşma ve buna bağlı olarak iletişim araçlarındaki gelişmişlik finansal piyasalardaki küreselleşmenin altyapısını oluşturuyor. Zaten küreselleşmeyi de en güçlü şekilde bu alanda hissediyoruz. Çünkü piyasalarda işlem yapmak tamamen kayıt altında, güvenli ve çok hızlı, hatta saniyelerle ölçülüyor. Gerçek ekonomideki küreselleşme de para ekonomisindeki küreselleşmeyi daha ağırdan ve gecikmeyle takip ediyor. Ama ediyor. Küreselleşmenin veya dünyayla bütünleşme elbette sadece piyasalar ve ekonomiyle sınırlı kalmıyor. Elketronik ortamın gelişmesi, haberleşme teknolojisinin yaygınlaşması dünyayı küçük bir köy haline getirmiş durumda. Bu da, küreselleşmeye bağlı biçimde siyasi, toplumsal ve kültürel hayatı etkiliyor. Kısaca hayatın kendinisi etkiliyor. Bu açıdan Batı'nın gelişmiş ülkelerinde görülen yüksek tazminatlı boşanmaların bizde de ortaya çıkmasına şaşırmamak gerekiyor. Hatta bunların devamını beklemek, hatta artmasını beklemek gerekiyor.
* Çünkü dünya küçük bir köye dönüşürken Batı bu konuda örnek oluyor. Ama bunun yanında Türkiye'de geçtiğimiz yıllarda temel bir hukuk değişikliği de yapıldı. Medeni Kanun değiştirilerek eğer çiftler arasında bir mal paylaşım anlaşması yapılmamışsa, herhangi bir ayrılık sırasında varlıkların eşit bölüştürülmesi esası getirildi. Bu değişiklik kadınlara önemli bir avantaj sağladı.
* Yüksek tazminatlara ikinci bir gerekçe, artık 1900'lü yılların ekonomik ortamında değiliz. Ekonomik faaliyetler eskisi gibi çok yüksek oranlarda kayıtdışında değil. Türkiye'de yine kayıtdışılık yüksek ama giderek azalmakta olduğunu da kabullenmek gerekiyor. Hatta gelecek yıllarda kayıtdışılığıbatı düzeylerine indirmek için reformların devreye girmesi gerektiği de artık bir zorunluluk. Bu açıdan kayıtdışı kalmış, gizlenmiş gelir ve servetlerin gelecek yıllarda açığa çıkması, en azından eşler tarafından bilinmesi olanaklı olacak. Servet fazlaysa istenecek tazminat elbette fazla olacak.
* Belki bundan daha da önemlisi, finansal varlıkların yani tasarrufların kayıt altında veya mali sistem içinde yer almasıdır. Bunda kuşakların değişmesi yanında reel faizlerin yüksekliği ve güvenlik ihtiyatının artması etkili omuştur. Artık yastık altı tasarrufa rastlamak son derece azdır. Finansal sisteme gelen her türlü tasarruf ve parasal varlık da, zaten kayıt altına alınmış ve eşler arasında herhangi bir dava söz konusu olduğunda kolaylıkla ulaşılır hale gelmiştir. Kısaca eskisi gibi erkekler eşlerinden paralarını saklayamıyorlar.
* Boşanmalarda yüksek tazminatların ortaya çıkmasına bir başka ekonomik gerekçe de, gelir düzeyindeki yükseklik gösterilebilir. Türkiye'nin kişi başına düşen geliri 2005 itibariyle 5 bin doları geçti. Halbuki bu oran 1990'lı yıllarda ancak 3 bin dolar civarına yükselebilmişti. Yüksek tazminat ödeyebilmek için, yüksek bir servetin veya gelirin olması gerekiyor. Ortalama gelire baktığımızda en azından 1990 yıllara göre 2000'li yıllarda 3 bin dolardan 5 dolara yükselirken yaklaşık yüzde 50'lik artış meydana geldiği görülüyor.
* Kaldı ki, Türkiye gibi gelir dağılımı son derece bozuk olan bir ülkede toplumun en zengin yüzde 20'sinin milli gelirden aldığı pay yüzde 50 civarındadır. Zaten boşanmalarda yüksek gelir gruplarında yaygınlaşmaya başlamıştır. Yüksek tazminatlar da bu grup içinde talep edilmekte ve gerçekleşmektedir. Anlaşılan küreselleşme, gelir ve servet artışı, bunun kayıtlara yansımasının sadece ekonomik boyutu yok. İnsani tarafları da ortaya çıkıyor.
|