| |
|
|
Özürler!..
EFENDİM, dün Hıncal'ın Yeri çıkmadı. Asistanım Yasemin ve editörüm Fikret, kendilerine bıraktığım listede cumartesiyi, pazarı gördüler, hemen altındaki koskoca "Salı"yı göremediler de ondan.. Hafta sonu Antalya'ya giderken cumartesi ve pazar köşelerini yazmış, salı için de sizlerden bir gün izin isteyen Abbas yazımı kaleme almıştım. Ama işlerimin bittiği saatle uçak saati arasında uygun zaman olunca, salı sayfasını da yedekledim ve Abbas yazısını da sildim attım. Hem Yasemin hem Fikret, hemen "Pazar"ın altında üstelik Fikret'e yazılı notla duran koskoca Salı listesini görmüyorlar.. Ama ikisi de daha önce yazılan Abbas yazısını görmüşler.. "O yazıyı niye sildi acaba" diye merak edip aralarında konuşuyorlar da.. Ama ikisinin de, özellikle en basit konular için beni arayan Yasemin'in basireti bağlanmış. Telefonda numaram otomatik kayıtlı, tek tuşa dokunarak bana ulaşabilir ve sorabilirler.. Ortada garip bir durum olduğunu göre göre beni arama gereği de duymuyorlar. Dahası.. Köşeyi koymadıklarına göre, okura saygının baş gereği, bir açıklama lazım. Onu da yapmıyorlar.. "Hıncal tatilde.. Yazısı ulaşmadığından.." falan filan.. Ne bileyim.. Bu gazetede bu köşeyi yazmaya başlayalı beri beri, 15 yıldır ilk kez sizlere haber vermeden, köşem kapalı kaldı. Ama suç bende.. Deveye sormuşlar hani boynunun niye eğri olduğunu.. Giderken Yasemin'e de, Fikret'e "Salıyı yedekledim ha, sakın atlamayın" diye sıkı sıkı tembih etmeliydim, yazılı notun dışında.. Sözlü.. Yapmadım. Özür dilerim!.
|