| |
|
|
Benim paparazzim çeker!..
"Hıncal Abi bir yanına Hülya'yı, bir yanına beni aldı. 'Çekin bakalım bu fotoğrafı' dedi. O sırada yanağıma kocaman bir öpücük kondurdu ama fotoğrafçı o kareyi yakalayamadı" diyor, Şengül Kardeşim.. Ve de fotoğrafçının günahını alıyor.. İşte buyrun, o fotoğraf.. Şengül "Bulunduğumuz her ortamda Hıncal Abi ve güzeller konuşuluyor" diye lafa girmiş dün.. O otel kapısında karşıladığım onun deyişi ile "Güzeller Güzeli" arkadaşım o gece gelen tatsız bir telefonla aniden kente geri dönmek zorunda kalınca, ben de "Kimin nazarı değdi acaba" diye merak etmiştim.. Ortaya çıktı. Gene de çok eğlendik o gece.. Önce Besim'in Tıpa Tıp şovundaki Yıldız Tilbe (Sedat), Muazzez Abacı (Besim) ve Ajda Pekkan (Ömer) tiplemeleri ısıttı tiyatroyu.. Sonra da Hülya çıktı.. Sonradan öğrendik ki, fena halde hastaymış bütün gün.. Yanından ayrılmayan doktoru hatta "Çıkmayın bu gece Hülya hanım" demiş.. Olur mu?.. Şov devam etmeli.. 10 dakika kala "Yap iğneyi" demiş Hülya.. Futbolcular iğne ile oynar ya, öylesi.. Hülya bu ülkenin en iyi sinema sanatçılarından biri.. Perdede onu izlemeye doyamıyorum. Ama bu ülkede sinema karın doyurmuyor.. İyi film de çok az yapılıyor zaten.. Bu yüzden yıllardır sahnede Hülya.. Yıllardır da şarkıcılığı tartışılıyor.. Yanlış tartışma.. Hülya şarkıcı değil.. Böyle bir iddiası da yok.. Bunca yıldır bir "Hülya Avşar" albümü gören duyanınız var mı?. İddiası olsa yapmaz mıydı?. Hülya Avşar, eğlendirici.. Entertainer dedikleri batıda.. Konukları eğlendiriyor.. Şarkı bahane.. Konuşuyor, şakalaşıyor, aralarına giriyor.. Onlara koro, solo şarkılar söyletiyor.. Herkes memnun, herkes mutlu.. Eee o zaman.. O geceki eğlence için de kurban beni seçti, tiyatroda gözüne kestirince.. Ufak ufak laf atmalarla başladı.. Sonunda gelip kucağıma da oturdu.. Niye oturmasın.. En zararsız kucak ve de en popüler manzara.. Birinci sayfalara, ana haberlere girecek görüntüler.. Hülya zekâsı bunu biliyor.. Aynen de öyle oldu.. Hülya ile dostluğumuz Erkekçe'me kapak olduğu 80'li yıllarda başlar.. Mavi gözlerine duyduğum aşkı kenara koyarsanız, en sevdiğim dostlarımdandır yıllardır. Orada Hülya ile buluşmak, ertesi gün birlikte öğle yemeği yemek çok ama çok hoştu. Ertesi gece takımı topladım, Aspendos'a götürdüm.. Dünya standartlarını yakalayan Aspendos Opera ve Bale Festivali'nde o gece İsviçre Zürih Balesi vardı.. Balede İsviçre'yi hiç duymadığım için daha önce özellikle seçmiştim bu geceyi, meraktan.. İyi ki de seçmişim.. Müthiş bir modern bale, dans gösterisiydi.. Heinz Spoerli'nin koreografisini bizde bu işi yaptığını iddia edenlerin görmesini isterdim. Hiçbiri yoktu. Türkiye'deki Uluslararası çok önemli bu festivale ben meraklı, İstanbul'dan geliyorum. İşi bu olanlar gelmiyorlar. Buyrun.. Bach'ın Çello süitleri eşliğindeki danslara bayıldım.. Özellikle de kordobaleye.. Müthişti.. İsviçre balesi, Antalya'nın en hoş sürprizi oldu benim için.. Bir güzel sürprizi de, veda gecemizde Besim yaptı gene.. Son yılların en popüler müzikallerinden geçen yıl Londra'da izlediğim, sizlere de yazdığım Yapımcılar/The Producers'ı sahnelediler.. Sonuna da Drag Queen'i ekleyerek.. O yakışıklı delikanlıları çıtır kızlar halinde görmek gülmekten öldürdü bizleri.. Kaya Belek'te gene hoş günler geçirdim.. Temmuz ortasında bir defa daha düşünüyorum.. Bu defa Aspendos'ta (15 temmuz) Londra Royal Balesi Massenet'nin Manon'unu, Kenneth MacMillan'ın koreografisi ile sahneleyecek. Kaçmaz bir gösteri olacak bu.. Ardından Ankara Devlet Operası'ndan Carmen (18 temmuz) ve final, Antalya Opera ve Balesinden Carmina Burana Balesi.. Müthiş müzik, müthiş danslar.. (22 temmuz). O haftayı Antalya'da geçirirsem şaşmayın diye yazıyorum şimdiden.. Kaya Belek'te de Gülben Ergen başlıyor (14 temmuz) çok beğenilen yeni albümündeki şarkılarla.. Daha ne olsun?.. Bu arada Allahın sevgili kulu olduğuma da inanıyorum.. Sıcaktan nefret eden ben ve Belek püfür püfür.. Hatta hafif bir kazak bile konuyor omuzlara geceleri..
|