|
|
Rodin İstanbul'da... Anılarımla birlikte
RODIN İstanbul'da... Ve ben en güzel anılarımın bir bölümünün içindeyim! Nasıl olmayayım ki... 1961 yılında mimari eğitimime bir süre için ara verip, 'Paris'i yaşamaya' karar verdiğimde, Club Mediterranee'deki rehberliğim sırasında tanıştığım, beni atölyesinde çalışmaya davet eden, eski eserlerin restorasyonun baş sorumlusu mimar Charles Dorian'ın bürosunda bir yılı aşkın çalışmıştım. Büro, 7. 'arrondissement'da, Varennes Sokağı'ndaydı. Ve de ünlü Rodin Müzesi'nin tam karşısında... Böylece bir yıl boyunca, bu müze benim boş saatlerde kapağı attığım, bahçesinde sandviç yediğim, kimi randevularımı verdiğim bir yer oldu. Ve tüm bunlar, sanat tarihinin en büyük heykeltıraşlarından birinin o eşsiz çalışmalarının gölgesinde yaşandı. Pazar sabahı, hem sevgili Deniz Adanalı, Hakan Erdoğan ve Kerem Görsev'in varlıkları, becerileri ve sanatlarıyla yarattıkları 'Kahvaltı ve Caz' konserlerinin ilkine katıldım hem de sergiyi gezdim. Ve tüm sabah boyu, sanki Paris'te yaşadığım o gençlik yılına döndüm. Taşa ve bronza aynı ölçüde hayat vermeyi bilmiş bu dev sanatçının eserlerinden bir bölümünün (çok ağır olanlar dışında) ayağımıza dek gelmesi, büyük bir olay. Sabancı Müzesi'ni ve Nazan Ölçer dostumu candan kutluyor ve herkesin bu olaya katılmasını diliyorum.
|