|
|
Kanyon dalgalı bir deniz gibi
Evet, sonunda Kanyon'a ben de gittim. Ve mimar gözüyle çok beğendim. Gerçi biraz New York'taki Guggenheim Müzesi'ni hatırlatmıyor değil. Ayrıca kimileri aynısının Uzakdoğu'da bir yerde de olduğunu söyledi. Ama bunların önemi yok. Bu, özgün ve heyecan verici bir yapı. O dalgalı mimari, insana gerçekten de bir gemide olduğu hissini veriyor. Açık teraslara vuran rüzgâr, bu duyguyu pekiştiriyor. Ancak soğuk kış günlerinde ne olur, onu kestiremiyorum!.. Aynı gün, D&R'ın açılışına katıldım. Ve çok mutlu oldum. Nasıl olmayayım ki... Hayatım boyunca gittiğim kentlerde, özellikle de Batı metropollerinde zamanımın önemli bir bölümü müzik dükkânlarında geçti. O dev mağazaları, o geniş yüzeyleri, uzayıp giden plak, sonraları CD ve DVD reyonlarını nasıl kıskandım!.. Şimdi artık benzerleri bizde de var. Ankara'da açılan D&R daha da büyükmüş. Ve yakında biliyorsunuz, Beyoğlu'na Virgin Records da geliyor. Lokantaları ise henüz şereflendiremedim. Biri dışında; Le Pain Quotidien. Gündelik Ekmeğimiz adını taşıyan kafede nefis Fransız ekmekleri ve ayrıca leziz bir Şam fıstıklı kek var. Mutlaka öneririm. Tüm bunlar iyi, hoş. Ama Kanyon'a ulaşmakta o gün öylesine zorlanınca, sormadan edemiyorum; bu dev yatırım, civardaki trafik için bir şeyler yaptı mı? Ek yollar, hadi olmadı, yola şerit eklemek konusunda belediye ile anlaşma var mı? Artık büyük merkezlerde bunların da yapılması gerekiyor. Yoksa yakında hiç kimse hiçbir yere gidemez olacak!..
|