|
İstanbul betona teslim oluyor
|
|
Doğrusu bu belediyeyi anlamakta güçlük ekiyorum. Öylesine çelişkili şeyler yapıyorlar ki... "Kaldırım yapan belediye olmayacağız," sloganıyla geldiler, her gün bir yerlerde kaldırım ihale ediyorlar. Ve ben, Cannes gibi süper lüks bir kentin yıllardır değişmeyen düzgün, beton kaldırımlarına bakıp şaşıyorum! "Beyoğlu'nu ihya edeceğiz," dediler. Beyoğlu hâlâ o yapılmayan ana caddesi, yan yollarda tümüyle duran trafiği, Taksim'den Galatasaray'a her yeri saran bitmez tükenmez kazıları ve her yere yayılmış koca borularıyla, terk edilmiş halde duruyor. Ve duyarlı bir arkadaşım bana "Bunlar ağaçları da sökerek caddeye trafiği sokma hazırlığı yaptılar," diye yakınıyor. İstiklal Caddesi'nden sökülen ağaçlar değil yalnızca, yeşil düşmanlığını gösteren... Kentin yakın tarihinde yüzyıllar boyu Tepebaşı Bahçesi diye adı geçen yer, Dalan döneminde bir ölçüde betonlaşmış ama en azından yeşil teras kimliğini korumuştu. Yakın zamanda ise tümüyle betonlandı ve açık otopark oldu. Geleneksel Tepebaşı Bahçesi tümüyle tarihe karışırken, tek bir kalem bile buna ağıt yakmadı. Ve şimdi de aynı şey, Taksim Meydanı'nda yaşandı. Gittik geldik, bir de baktık ki The Marmara Oteli'nin karşısındaki alanda zaten iyice azalmış olan yeşillik artık hemen tamamen gitmiş, ortalığa betonun gri rengi hakim olmuş. Oysa aynı yöneticiler, yeşil lafını dillerinden düşürmüyor, ağaç dikiyor veya anıt ağaçları kurtarma kampanyaları açıyor. Ama ben, kentin merkezinde böylesine yeşil düşmanlığı yapanları ciddiye alamıyorum, kusura bakmasınlar...
|