Sen çok utanmaz birisin biliyor musun?..
Durdu durdu yine dayanamadı... "Sen çok utanmaz birisin" deyip patlayıverdi... "1.5 yıldır kalbimden silip attım seni" deyip, aslında hala atamadığını anlattı... "Artık seni sevmiyorum" deyip, aslında hala onda tutuklu kaldığını açıkladı... "Ben sana acıyorum artık " deyip, onu hala unutamadığını belli etti... İbrahim Tatlıses önceki gece, kendi canlı yayınında Asena'ya veryansın etti... Onun veryansını magazinel bir haberdir, fazla önemli olmayabilir... Ama, söyledikleri, erkek ve kadın takıntıları açısından sosyal psikolojik gerçeklikler içerir... İbrahim Tatlıses'in, Asena karşısındaki durumu, paralı, şöhretli ve her istediğini elde edecek kadar kudretli bir erkeğin, bir kadına duyduğu takıntıyla hala baş edememesi durumudur... John Nash'in 'Akıl Oyunları' filmindeki kadar trajik olmasa da yeterince dramatiktir... Üstelik her erkeğin ve kadının başına gelebilecek kadar gerçekçidir...
İbrahim Tatlıses, Asena ile ilişkisini kafasında bir türlü tam olarak bitirememektedir... Ondan nefret etse de bitirememekte, aşkı devam etse de bitirememektedir... Kafasındaki hesap hala yarımdır... Bitmemiştir... Belki bugün yeniden başlasa, bu süre içinde bilinçli davranıp kafasında bitirecektir... Ama hala kafasında bir türlü bitiremediği bir takıntı vardır... Onun için üzerinden 1.5-2 yıl geçtiği halde Asena'ya şöyle diyor: "Senin yüzünden 20 mahkemeyle, 20 savcıyla en az bin dostumla kötü oldum... Seni sevmiyorum artık... Sana acıyorum... Sen benim yanımdayken sana oryantal derlerdi... Şimdi dansöz diyorlar... Benim yanımdayken hanımefendiydin... Artık sana hanımefendi dedirtemiyorum... Babana hakaret ediyorsun... Hani baban çok yakışıklıydı... Benim için babandan özür dile..." Bir erkek, üzerinden 1.5-2 yıl geçtiği halde, bir zamanlar beraber olduğu kadına hala niye kızar bağırır ki?.. Öküz ölüp ortaklık bitmemiş midir?.. Herkes kendi yoluna gitmemiş midir?.. İki yıl önce hayatından giden sevgilinin hala içinde kendinden bir parça bulduğu için değil midir, bir erkeğin ya da kadının böyle kızıp bağırmasının nedeni?..
Çoğu erkek ve kadının hayatlarına en az bir kez, çokçası birkaç kez böyle sevgililer girer... Girdiğinde çıkmak bilmeyen sevgililer... Çıktıkları halde, beyinden bir türlü çıkmayan, orada takıntı, kalpte çarpıntı yapan sevgililer... Nice güçlü ve karizmatik erkeğin, nice müthiş çekici ve alımlı kadının hayatında vardır bu mecazi sevgililer... Aklın bir oyunudur bu... İsteklerin ya da idealize edilen bir şeyin gerçekleştirildiği ve sevgili olmadığı anda hiçbir zaman tam olarak gerçekleşmeyeceğine inanılan durumun adıdır bu... Erkek ya da kadın, çekip giden sevgilideki o şeyi arar durur... Bu cinselliği mükemmel yapan bir ten uyuşması olabilir... Bu, eşini müthiş kollamış, onu bir yuvada güven içinde yaşadığını hissettirmiş bir sevgili olabilir... Bu, yaptıklarını onaylayarak ya da karşı çıkarak, eşine kılavuzluk etmiş bir anne-sevgili ya da baba-sevgili modeli olabilir... O eş hala onaylanmayı o kişiden beklediğinden olacak, kafasından giden sevgiliyi bir türlü atamayacaktır... Robin Williams'ın filmleri, birbirini tamamlayan eş model temasını işler... Elbette İbrahim Tatlıses'in Asena'ya karşı hissettiği duyguların Robin Willams'ın filmleriyle pek bir alakası yok... O güçlü ve hemen her şeye muktedir bir erkeğin, kendisinden ayrılan genç kadına, duyduğu sevgi, istek ve öfke durumunu anlatıyor... Yeni birisine aşık olmadıkça, yeni birisini kafasının içine sokmadıkça eski takıntıdan kurtulması zor, bu durumdan mustarip kişinin... Tabii o aşkı bulması çok kolay olmuyor, artık kimseyi sevmediğini söyleyen kişinin...
|