|
|
Sporcunun zeki, çevik ve ahlaklısı: Memo
Basketbolda dünya çapında başarılara imza atan Mehmet Okur, şimdi de otistik çocuklar yararına yaptırdığı atölye binası ile örnek bir tavır sergiliyor. Okur'la, mili takımda yaşananları ve özel hayatını konuştuk.
Mehmet Okur öyle görünüyor ki bu yıl Türkiye için sahada değil, hayırseverlikte önde koşacak. Okur, 10 gün önce Amerika'da başarılı bir sezona imza atarak yurda döndü. Ama o daha gelmeden İzmir Menemen'de otistik çocuklar için yaptıracağı atölyenin haberi duyulmuştu bile. Okur beş yıllığına 50 milyon dolarlık anlaşmaya imza atarak ve NBA'de oynayarak Türk basketbolunun gururu olduğu kadar hayırsever olduğunu da kanıtladı. Mehmet Okur yaptırdığı okulu, Avrupa Şampiyonası'nda Türk Milli Basketbol Takımı'nın yaşadığı hayal kırıklığını ilk kez Pazar SABAH'a anlattı.
- Önemli olan Türkiye'yi temsil etmek mi, yoksa kendinizi mi? - Açıkçası ikisi de. Sonuçta benim hedefim NBA'de oynayabilmekti. Ne kadar iyi oynarsam, ne kadar çok NBA'de olursam, o kadar da Türkiye'yi temsil edebiliyorum. Orada oynadığım sürede insanlar beni tanıyor ama beni Türk olarak tanıyor, Türkiye'yi daha çok tanıyor. Ülkemi en iyi şekilde temsil ettiğimi düşünüyorum.
- Avrupa Şampiyonası sonrası çok eleştiri aldınız. Ne diyorsunuz? - Ben kötü oynadığımı kabul ettim. Biz bir takım oyunu oynuyoruz, ben kötü oynadıysam, diğer 11 kişinin de bazıları iyi oynadı, bazıları kötü. Ama bunu kabul etmeyen oyuncular var. Bunlar hep tecrübe. Ben o tecrübelerden alacağımı aldım. İyi de bir sezon geçirdiğimi düşünüyorum. Bundan sonra hedeflerim var, daha çok çalışacağım.
- 12 dev adamın büyüsü mü bozuldu? - O başarıdan sonra, insanlar oynadığımız her şampiyona ya da turnuvada en az finale çıkmamızı bekliyor. Bu olmayınca 'başarısız' olarak adlandırılıyorsunuz. Çünkü artık çıta yükseldi. Bence büyü bozulmadı ama sarsıldı.
- Milli Takım koçu Tanjeviç'e kırgın mısınız? - Hayır değilim. Benim tabii ki hedefim önce milli takımda başarılı olup ardından Amerika liginde iyi oynamak... Avrupa Şampiyonası'ndan sonra Amerika'ya gelip bizim maçlarımızı izlediler. Milli takım hakkında bir şey konuşmadık.
- Gerçekten öyle mi acaba? Çünkü bir yanda kariyerinizin devam ettiği para kazandığınız Amerika var, diğer yanda milli takım? - Ben çok istekliydim milli takımda iyi bir performans sergilemek için. Ama yedi ay Amerika'da uzun bir sezon geçirdikten sonra, hiç dinlenme sürem olmayınca, Tanjeviç'le konuştum: "Koç, çok iyi çalıştım ama şampiyonaya gitmeden önce belimde problem vardı. Dinlenmeye ihtiyacım var," dedim. Koç da "Öyle şey olmaz, sen bu gençlere örnek oluyorsun. Onlar bir yapıyorsa, senin iki yapman lazım," dedi. Ben de "Tamam," dedim. Kendime hem kafa, hem vücut olarak çok yüklendim. Avrupa Şampiyonası'nda da bunu hissettim. Sahada istediklerimi yapamadım.
- Milli takımda çok fazla yıldız olması bir sorun yaratıyor mu? Herkes öne çıkma derdinde mi? - Baktığımız zaman kağıt üzerinde herkes yıldız ya da yıldız adayı. Ama milli takıma gelindiği zaman milli takım kimliğiyle gelmesi lazım. Yeni çıkan yıldız adayı bir oyuncu ekstra bir şeyler yapmayacak, milli takım sistemine uyacak. Biz bunları geçmişte de yaşadık, geçen sene de. Ama yalnızca aynı kafada olursak başarı elde ederiz.
- Japonya'ya gidiyor musunuz, milli takımda yer alacak mısınız? - Belimde problemler var, doktor kontrolünden geçtim. Doktorların bana vereceği raporları bekliyorum. Çok yoğun bir bel ağrısı çekiyorum. Milli takımdan kimseyle henüz bir görüşme yapmadım. O yüzden yorum yapmak istemiyorum.
Sonat BAHAR-MERKEZ
|