|
|
Yılmaz: Kapana Erdoğan girdi
Geçen haftaki gibi, AB'nin 1213 Aralık 1997 Lüksemburg zirvesinde de AB ile ipler kopma noktasına gelmişti. Hatta, 1963 Ankara Anlaşması çerçevesinde yürütülse de ilişkiler kopmuştu. AB, 12 ülkeye tam üyelik yolunu açıp, Türkiye'ye de "ehil ülke" gömleği giydirilmeye kalkılınca, dönemin Başbakanı Mesut Yılmaz, kapıyı çarpıp çıkmış, ilişkiler iki yıl askıya alınmıştı. Yine Lüksemburg'da benzer bir durum ortaya çıkınca, dün eski Başbakan Mesut Yılmaz'ı aradık. Yılmaz, 1997 ve bugünün birbirinden farklı olduğunu belirterek söze girdi. "Yaşanan, Erdoğan hükümetinin 2004'teki hatasının sonucudur" tespitinde bulunup devam etti: "2004'te günü kurtarmak için bazı yükümlülüklere girdiler, altına imza koydular. O zaman sokuldukları kapandan, şimdi kurtulmak için kıvranıyorlar..." Mesut Yılmaz'a göre, Kıbrıs krizini aşmak zor... Nedeni de şöyle dile getirdi: "1997'de biz terk edince, 1999 Helsinki zirvesinde AB, Kıbrıs ile müzakere sürecinin ayrı şeyler olduğu taahhüdünde bulundu. Ancak 2004'te Erdoğan hükümeti, AB'yi bu taahhüdünden kurtardı."
AB süreci bitti Yılmaz, geçmişte bu kararı eleştirdiğini ve gelinen noktada haklılığının ortaya çıktığını da belirterek ekledi: "Adamlar şimdi Türkiye'den kayda geçirttikleri yükümlülüğü yerine getirmesini bekliyorlar. Bunda da haklılar..." Yılmaz, "AB ile müzakere süreci 6 ay gitmez" tespitinde de bulundu. "AB sürecinin tekrar başlamasının bu şartlarda çok zor olacağını" da vurgulayıp devam etti: "Erdoğan, ya Kıbrıs ile ilgili taahhüdünü yerine getirecek, ki bu çok zor. Bırakın Meclis'i, grubundan bile ek protokolü geçiremez. Yapacağı, milliyetçi söylemle, erken genel seçime gitmektir. Zaten onun işaretini veriyor." Bakalım Yılmaz, 2004'teki gibi bu öngörüsünde de haklı çıkacak mı?
|