|
|
|
|
|
Hakkıyla iş yapmışsam hafiflemiş hissediyorum
|
|
* Oyunculuğun en baştan çıkarıcı ve heyecan verici tarafı da sanırım rolüne hazırlanma süreci değil mi? Bu işi yapmayan, oyuncu olmayan birçok insanın daraldığı veya sıkıldığı konularda kendini ifade edememe sorunu var. Oysa biz bunu iş olarak yapıyoruz. Garip bir durum yani
* Terapi gibi... Evet. İş bittiği zaman kendimi çok rahat hissettiğimi söyleyebilirim. Hakkıyla bir işi yapmışsam eğer, kendimi çok hafif hissediyorum. O his için değer yaşadığım zorluklar.
ROLÜMÜ OYNAR GİDERİM
* Peki performansınızdan hoşnut olmadığınız zamanlar? Oluyor öyle durumlar da... Ve işte o zaman acı veriyor. Bir şeyleri kaçırmış oluyorsun. Yarım kalan şeyler kafada sorular bırakıyor.
* Genelde rolünüze nasıl hazırlanıyorsunuz? Gerekirse kilo da alırım, o karaktere bürünmek için öyle yaşarım gibi yöntemleriniz var mı? Onun çizgisi biraz esner, tam bir şey söyleyemiyorum. Rolümü oynar giderim, setten sonra her şeyi orada bırakıp, hemen gülmeye başlarım diye bir şey yok. Duruma, ekibe ve role bağlı. Hemen her işte ayrı bir yöntem deniyor ve yeni şeyler geliştiriyorum.
* Sizi Cannes'da gördük. Bu kadar yoğun işiniz arasında Belma Baş'ın 'Poyraz' adlı kısa filmindeki rolünüz için gelmiştiniz, nasıl geçti? Ben daha çok kısa filmle ilgileniyorum zaten. Uzun metrajla meslek olarak yani oyuncu olarak ilgilenemiyorum ama kısa film beni kışkırtıyor. Daha özgür bir yapısı olduğu için sanırım. Cannes'da oraya buraya koşturmaktan film izleyemedim ama Nuri Bilge Ceylan'ın 'İklimler'ini izledim ve beğendim.
* Peki yönetmen olarak bir kısa film çekmeyi düşünüyor musunuz? Evet. Önce hikayeyi oluşturayım kafamda, sonra çekimler gelecek.
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|