Yabancıya karşı Türk spekülatif gücü
Maliye Bakanı Kemal Unakıtan'ın sözleri ikinci gündür bu köşenin konusu. Dün şirket patronlarına söylediği "Yatınızını, katınızı satın, sermayenize katın" sözünü irdelemiştik. Bakan'ın sermaye ihtiyacını vurgulaması ve şirketleri önceden uyarması son derece yerinde.
Bakan ne dedi? Bugün ise Bakan'ın yerli borsacılar için kullandığı sözleri irdeleyeceğiz. Önce bakanın söylediklerini aktaralım: "Billahsa bizim borsada yerli oyuncularımız var. Yerli oyuncularımız çok fazla kârın da peşinde oluyorlar. Uzun vadeli, istikrarlı bir yatırımcı manzarası çizmiyorlar maalesef, gün içerisinde gerekli gereksiz, açığa alımlar, satışlar, birtakım şeyler, yabanacıların kafasını karıştırıyor. Yabancılar bana göre borsada daha uzun vadeli istikrarlı yatırımcı. Hareketlerine dikkat etmeleri lazım, Türk ekonomisinin görünümünü bozmamaları lazım. Bunları bu kadar açık söylüyorum. Bozarlarsa ne olur? O zaman ben yapacağımı bilirim."
2000'deki satış olmadı Bu sözler üzerine şu tespitleri yapmak mümkün. * Borsa bir pazar yeri. Tıpkı döviz piyasası gibi. Maliye Bakanı ile de doğrudan bir ilgisi yok. Sadece SPK ile ilişkisi var. Borsanın düşüşüne müdahele edersen yükselişine de etmen gerekirdi. Borsada spekülatörleri eleştirirsen o zaman dönüp uzun vadeli yatırımcıların, geniş kitlelerin niye borsaya gelip sonradan azaklaştığını da araştırman lazımdı. Hükümetin taraf olduğu bazı kararlarda bile, geniş kitlelerin mağduriyeti oluştu. Kapatılan elektrik ve banka hisselerinde olduğu gibi. * Yaşanan krizler, sistemdeki yapısal eksiklikler yerli spükülatörleri zorlu bir sürecin içinden geçirmiş, iyice pişirmiştir. Adeta ortaya Türk spekülatif gücü diye tanımlayabileceğiz bir grubu çıkarmıştır. Bu spekülatif güç kendi saha avantajını da kullanarak yabancıya karşı rahatlıkla üstünlük sağlayabilir. Bunu son örnekte gördük. Küresel konjonktürde meydana gelen bozulmayla birlikte yabancılardan daha hızlı hareket ettiler. Yabancılara pek satış sansı vermediler. Onun için yabancı payı 19 Ocak'ta yüzde 67.82 ile en yüksek noktasına çıkmışken son olarak yüzde 64.17'ye gerileyebildi. Yabancı İstanbul Borsası'ndan 2000'deki gibi satıp çıkamadı. * Eğer borsada yabancılar daha fazla satış imkanını yakalasaydı, Türkiye'den o kadar fazla döviz çıkaracaklardı. Bu da kuru daha yukarı itecekti. Dolayısıyla yabancılardan erken hareket ettikleri için yerli borsacılara kızmak yerine belki teşekkür etmek gerekir. * Borsadaki fiyat hareketleri önemli bir göstergedir. Ama bu piyasalarda büyük dalgalanmalar hep yaşanır. Konjonktürel hareketler hep vardır. Piyasa 100 binlerce, hatta milyonlarca katılımcıdan oluşur. Bu piyasada gelecek satın alınır. Şirketlerin sermaye ihtiyacı doğacağını bizzat Bakan açıklıyor. Bugünkü fiyatlar gelecekteki olası gelişmelerin bugüne indirgenmiş halidir. Bakan'ın gördüğünü, borsacıların görüp fiyatlamasında ne yanlışlık vardır? * Bakan'ın yabancıların daha uzun vadeli, istikrarlı yatırımcı olduğu tesbiti doğrudur. Bu durumda borsanın yerli yatırımcı ayağının niye bu kadar zayıfladığı asıl sorundur. Bugün borsada kayda değer portföyü olan, aktif yerli yatırımcı sayısı sadece 120 bindir. Bakan'ın fiyatların düşmesinden veya yükselmesinden önce yerlilerin neden kendi borsalarına yatırım yapmadığını sorgulaması gerekmez miydi?
Sonuç "Büyük seller küçük kaynaklardan meydana gelir" İngiliz Atasözü
|