Ankara'nın gündeminde neler var?
Uzun zamandan beri Ankara'ya gelmemiştim. Ekonomide ve siyasetteki son çalkantı ile ilgili Ankara'nın nabzını tutmak için iki gündür Ankara'dayım. Ankara Esenboğa Havalimanı'na iner inmez, beni bekleyen arabaya bindim ve şehir merkezinin yolunu tuttum. Arabaya binince de her zaman olduğu gibi gazete okumaya başlamıştım ki, arabanın sarsıntısından yolda bir gariplik olduğunu hissettim. Etrafıma baktım, bildiğimiz ana yol değil, bir köy içinden toprak yoldan ilerliyoruz. Meğer hava limanından şehir merkezine giden yol yeniden yapıldığı için kapatılmış, Pursaklar'dan Hasköy istikametinden kötü bir yoldan şehir merkezine geliyoruz. Bu eziyeti çektikten sonra bir daha Ankara mı? Tövbeler olsun. Öncelikle siyasetin nabzı için bir program yaptım. Başta AK Parti'liler olmak üzere bir çok siyasetçi ile görüştüm. Erken seçim olur mu? Edindiğim izlenim şu. Muhalefet kesinlikle seçim istemiyor, istiyormuş gibi konuşuyor. Erken seçim AK Parti'nin de gündeminde yok. Başbakan Erdoğan'ın erken seçim sözcüğünü bile duymak istemediğini yakın kaynaklardan öğreniyorum. Bunu seslendirenler 'ancak' diyor. 'Ancak'tan sonra ilerde şartlar ne olur onu bu günden kestirmek mümkün değil diye ekliyorlar. Konuyu Cumhurbaşkanlığı seçimine getiriyorum. AK Parti'ye yakın kaynaklar ikiye bölünmüş. Başbakan Erdoğan'a yakın olup, parti ve hükümette kendilerine yer bulamayanlar Erdoğan'ın Çankaya'ya çıkmasını arzu ediyorlar . Parti'nin geleceğini düşünenler ise, Erdoğan'ın Partinin başında kalıp, 5 yıl daha AK Parti iktidarı istediklerini gördüm. Bunlarında görüşü, Erdoğan partide kalacaksa, Cumhurbaşkanlığına parlamento dışından, ancak kendilerine yakın bir ismin Çankaya'ya çıkması. Ekonominin nabzı için Ankara bürokrasisini iyi bilen birkaç isimle birlikteyim . Ortak görüşleri, ekonominin çok da kötü olmadığını, ancak ekonomi yönetiminin tecrübesizliği sayesinde, dalgalanmanın boyutu biraz fazla yükseldiği şeklinde. Kulislerde seslendirilenlere göre Merkez Bankası'nın yeni yönetimi güven vermiyor! "Güven veren bir duruş sergilenseydi, piyasalardaki hareketlilik bu kadar derinleşmez, sakinleşirdi" yorumları var. Merkez Bankası'nın acemice uygulamalar yaptığını, dış yatırımcıların yaptığı testlere karşı dik duramadıkları görüşü hakim. Çok sayıda bürokrat ve bir AK Partili milletvekilinden dinlediğim Durmuş Yılmaz'la ilgili bir anektodu da sizlerle paylaşmak istiyorum. İngiltere Büyükelçiliği'nde verilen resepsiyonda, Büyükelçilik görevlileri merdivenin başında gözüken ağır topları hemen karşılayıp aşağıya kadar eşlik ediyorlarmış. Gelen bazı bürokratlar ile banka genel müdürleri de bu şekilde karşılanmış. Merdivenin başında Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz gözüküvermiş. Hiçbir yetkili aldırış etmemiş. (Kimbilir belki de tanımamışlar) Başkan da sessiz sedasız merdivenlerden inip kalabalığın arasına karışıvermiş. Bu manzara bir çok konuğun dikkatini çektiği gibi, bazı AK partili milletvekilleri de bunu görmüş ve üzülmüşler. Anlatılanlara göre, Durmuş Yılmaz'ın bu pozisyonuna daha fazla katlanmak istemeyen ünlü bir AK Parti milletvekili Büyükelçilikten derhal uzaklaşmış. Bu manzara doğru ise, piyasalardaki hareketliliğin kısa vadede çözülmesi zor. Çünkü her şeyden önce güven veren bir Merkez Bankası yok. Ankara'dan edindiklerim izlenim şimdilik bunlar.
|