|
|
|
|
|
|
Cemaat keşke ölmeden önce kıymetimi bilse
Bir tarafta tam üç neslin hayatına şarkılarıyla anlam katan bir adam, diğer tarafta o şarkılarla büyüyen bizler... 'Nedir yılların sizi eskitememesinin sırrı' sorusuna Erol Evgin, "İşim benim namusumdur" diye cevap veriyor. Tam 37 yıldır da namusuna leke sürmemiş ve sürdürtmemiş olmanın haklı gururunu yaşıyor.
Bir yılınızı verip bir albüm hazırlıyorsunuz ama manşetleri ünlü manken ya da playboy süslüyor. Böyle zamanlarda kırgınlık yaşıyorsunuz... Obugüne kadar adı hiçbir sansasyona karışmamış bir sanatçı. Kent kültürüyle yetişen ama halktan hiç kopmayan biri. Dışardan baktığınızda sakin ve sessiz. Ama konuştukça anlıyorsunuz ki içinde hınzır bir çocuk var. Her daim yüzünde taşıdığı samimi tebessüm içindeki çocuğun en belirgin yansıması bence. Konuşurken 'Erol Ağabey' mi desem 'Erol Bey' mi bilemiyorsunuz. Hem seviyor hem de sayıyorsunuz. O duymuyor ama siz içinizden 'hep böyle kal' diye geçiriyorsunuz. Bir zamanlar kendisine hayranlık duyan annenizi ya da onu ideal damat adayı ilan eden büyükanneninizi daha iyi anlıyorsunuz
UNUTULACAK ADAM MISIN? Etiler Lounge Cafe'de bir araya geldiğimiz Erol Evgin, şarkılarıyla nice hatıralara fon müziği oluşturduğu için mutlu. Hem saygın hem de yaygın bir sanatçı olduğu için gururlu ve huzurlu. Ama yine de içinde saklayamadığı bir burukluk var. Tıpkı Türkiye'nin diğer gerçek sanatçıları gibi o da zaman zaman hatırlanmayı özlüyor. Birilerinin ona 'Sen Unutulacak Adam mısın?' demesini bekliyor. Erol Evgin, 'Yaşadım; şarkılar, türküler şahidimdir' diyor bana. Bu röportaj şahitlik ediyor o renkli yaşama...
* Müziğe ilginiz ne zaman başladı? Küçük yaşlarımdan itibaren özellikle de Türk Sanat Müziği'ne ilgi duymaya başladım. Müziğe ilk adımlarımı İstanbul Erkek Lisesi'nde bir grup kurarak attım. 1964 yılında Caddebostan Gazinosu'nda 'Ses Kralı' seçildim. Sonra Şerif Yüzbaşıoğlu'nun orkestrasında dans müziği yaptım. Ardından 'Moda 5' ve 'Yarasalar' diye iki grup kurduk.
* Bu süreçte aileniz sizi destekledi mi? Babam tüm çocuklarının yabancı dil öğrenmesini ve yüksek tahsilli olmasını şart koşmuştu. Ben müzik yapmak istediğimi söyleyince; 'Kolunda bir altın bilezik olsun' dedi. Ben de müziğe en yakın mimarlık eğitimini buldum. Bu eğitimin formasyonuma büyük katkısı oldu. Sanatın mantığını, ölçülerini öğrendim. Popüler müziğin o yıllarda okulu yoktu. Ne yapmamız gerektiğini bilmiyorduk. Sıkıştığım zamanlarda hep mimarlık eğitimimden yararlandım.
* Sonra yolunuz Çiğdem Talu ve Melih Kibar'la keşişti... Evet. Dans müziği yaptığımız yıllarda Melih'le aynı orkestrada çalıştık. 1975 yılında Çiğdem Talu'yla tanıştım ve Çiğdem'in sözlerini yazdığı 'Tanrım Bu Hasret Bitse' ve 'Şoför Mehmet' büyük yankı uyandırdı. İkinci bir 45'lik için Çiğdem'le çalışacağım zaman bana, 'Genç bir besteci arkadaş var. Onu da getirmek istiyorum' dedi. Meğer bahsettiği kişi Melih'miş. Üçümüzün birlikte yaptığı ilk iki parça olan 'İşte Öyle Bir Şey' ve 'Sevdan Olmasa' muhteşem oldu. Sonra birlikte otuzun üzerinde şarkı yaptık. Çiğdem söz yazdı, Melih besteledi, ben de yorumladım.
KİMLİKLİ BİR KENT TÜRKÜSÜ
* Neydi bu üçlüyü farklı kılan? Onlar başka arkadaşlara da şarkılar yaptılar. Fakat benimle yaptıkları şarkılar çok farklı oldu. Çünkü üçümüzün ortak bir inancı vardı: Bir ülkenin popüler müziği, o ülkenin folklorunun ve klasik müziğinin doğal ve güncel bir uzantısı olmalıdır. Popüler müzik köklerini o ülkenin toprağına salarak beslenmeli. Biz bu düşünceyle kimlikli bir kent türküsü oluşturduk.
* Bütün bu şarkılar üç nesildir söyleniyor. Nedir bu şarkıların sihri? 'Zamanın ruhu' diye bir tanım vardır. Bu şarkılarda da 1970'li yılların ruhu var ve bu günümüzün ruhundan farklı bir şey. Bugün insan ilişkileri, dostluklar, aşklar hep gündelik kullanıma yönelik. Oysa 1970'li yıllarda aşklar, sevgiler, her şey çok tutkulu ve uzun solukluydu. Belki 70'lerin ruhunun şarkılara yansıması diyebiliriz buna.
İMAJ MAKER'IM MEVLANA'DIR
* Hiçbir zaman sansasyonlarla anılmadınız. Ama halk yine de sizi bağrına bastı. Bunu neye bağlıyorsunuz? Bizim zamanımızda imaj-maker'lar yoktu. Bizim imaj-maker'ımız 'Ya göründüğün gibi ol, ya olduğun gibi görün' sözüyle Mevlana'ydı. Türk halkı da beni olduğum gibi kabul etti.
* Müzisyenler hep 'hobimizi yaparak para kazanıyoruz' derler. Siz de katılıyor musunuz bu görüşe? Ben amatör ruhtan çok profesyonelliğin önemli olduğunu savunuyorum. Profesyonellik namustur. İnsan işine namusunu koyar. Başarının temeli işinizi tutkuyla yapmanızdır.
* Kırgınlıklar yaşadınız mı? Evet. Mesela bir yılınızı verip bir albüm hazırlıyorsunuz ama bir reaksiyon alamıyorsunuz. Oysa o sırada ünlü bir manken ya da playboy manşetleri süslüyor. Böyle zamanlarda kırgınlıklar yaşanıyor. Uygar dünyada müziğe sanata yıllarını vermiş insanlara daima saygı gösteriliyor. Jübileler, geceler düzenleniyor. Şark toplumumun teşekkürleri ise cami avlularında hocaya 'iyi bilirdik' diyerek oluyor. Oysa yaşarken insanlara teşekkür etmek, 'iyi ki varsınız' demek lazım.
* Pop Star yarışmaları için ne düşünüyorsunuz? Böyle yarışmalarla star olunmaz. Jürideki arkadaşlar da kendi reklamlarını yapıyorlar bence.
* Eurovision'da birinci olan Lordi'yi nasıl buldunuz? Keşke şarkıları güzel olsaydı da yine maymun kılığında çıksalardı sahneye. Bizim şarkımız da güzel değildi. Zaten yarışmaya şarkı yapmak zorlama bir iş. Bence şarkı iki parmağın birbirine çarpmasından çıkan ses kadar doğal olmalıdır.
ŞARKISIZ KALMAYIN
* Cover albümleri nasıl buluyorsunuz? 2000'li yılların ruhu kullanıp atmaya dayalı olduğu için birşey birikmiyor. Dolayısıyla insanlar ezgileri gidip 70'lerden 80'lerden alıp günün ambalajlarıyla sunmak zorunda kalıyor. Günümüzde melodi de çıkmıyor. Sadece sound var.
* Bu durum sizi rahatsız ediyor mu? Etmiyor. Bence güzel bir şey. O şarkılar gençlerin yorumlarıyla yeniden can buluyorlar. Melih Kibar'ın 'Yadigar' albümünde de bizim şarkılarımızı gençler söylemişti. Her söyleyişte insanlar bizleri hatırladılar.
* Korsan ve MP3'lere ne diyorsunuz? Bu aslında hırsızlık. Bizim şarkılarımız var, çocuklarımızın da olsun istiyorum. Bu hırsızlık devam ederse bir süre sonra insanlar şarkı yapamaz hale gelecek ve yeni nesiller şarkısız kalacak.
ECE SARUHAN
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|