Dünya Kupası nedeniyle kapalıyız!
Futbol kaçınılmazsa keyfini çıkaracaksın. Vardığım sonuç budur, iç iç kudur. Kızlar; bilmem siz de benim gibi damarlarınızda hissediyor musunuz ama Dünya Kupası, offside'a düştüğümüz andır valla. Biz ki ne derbiler, ne şampiyonluk maçları, UEFA'sı Şampiyonlar Ligi artık futbol ne verdiyse görmüş kadınlarız, 9 Temmuz'a kadar resmen yanmışız. Tatil yok! Varsa da Kanal 1 olmayan otellerde kalmak yok. Hadi onu geçtik, saat 19.00 itibariyle hiçbir teklifte bulunmak yok. Misafir gelemez, yemeğe çıkılamaz, konsere gidilemez, yanında car car telefonla konuşulamaz ve tabii maç izleyen erkek klasiği olarak; soru sorulamaz.
TEKNİK DİREKTÖR EDASI Hapşurunca 'Çok yaşa' demedikleri gibi dikkat dağıttığımız için ters ters bakıyorlar, öksürükten tıkanınca dönüp sırtımıza vurmuyorlar. Yahu yine yirmi iki adam bir topun peşinde koşturup, kan ter içinde kalmıyor mu? Dünya Kupası'nın farkı nedir anlamadım gitti. Misal benimki, her akşam yurtdışına futbolcu seçmeye gitmiş teknik direktör edasıyla kanepeye kuruluyor. Karpuz peynir yemeğe razı, yeter ki televizyoncuğunun başından kalkmasın. Yalanım varsa Dünya Kupası Eylül'e kadar uzasın (Allah korusun), son numarası; kumanda saklama. Es kaza alırım da başka kanalı açarım korkusuyla. Hatta, yatak odasına televizyon almayı bile teklif etti bana. Bak sen şu Dünya Kupası'na. Anladım ki ya bu deveyi güdeceksin, ya bu diyardan gideceksin kıvamındayız. Ben de "Bükemediğim eli öperim, sevgilimin yanında futbol izlerim" dedim. Sağ elimde karpuz tabağı, sol elimde cipsler tin tin tin salona gittim. Maçımız; İtalya-Gana. Bizimki bağrıyor: "At şunu bee" Benden sarı kartlık cevap: "Atar hayatım atar, kızma!" (dilimi eşek arısı soksun mu acaba?) Çok şükür İtalya gol atıyor, konu değişiyor. Bizimki çocuklar gibi şen; "Harika maç valla, müthiş şeyler oluyor." Benden bu kez faullü cevap: "Valla harika şeyler oluyor, hele şu İtalyan futbolcuları görünce..." Ve ikinci sarı karttan kırmızıya doğru emin adımlarla ilerlerken ekliyorum "Aaa Totti saçını kestirmiş, karizmayı çizdirmiş. Appiah da milli mi olmuş, hey yavrum heeey".
KALBİNE GİDEN YOL... Sevgilim duymazdan gelir ve "Güntekin iyi anlatıyor" der. Peki ben en salakça ne demiş olabilirim? "Güntekin kim?". Tabii ki de Güntekin Onay be kızım Ayşe. Salondan atılmama beş var! Kızlar size test edip onaylanmış bir tavsiyem var; siz siz olun, sakın futbol üzerine sorular sorunca sevgilinizin gözüne gireceğinizi sanmayın. 9 Temmuz 2006'ya kadar erkeğin kalbine giden tek yol, ses etmemenizden hatta buharlaşıp yok olmanızdan geçiyor. Hem Dünya Kupası size başka şanslar da veriyor; örneğin yatak odanıza televizyon aldırabilir, yemek pişirmekle uğraşacağınıza dışardan lahmacun, pizza gibi şeyler ısmarlayabilir, geceleri arkadaşlarınızla gezip tozabilir, bol bol komşu ziyaretlerine, konserlere gidebilir, hatta gözünüz arkada kalmadan tek başınıza tatile bile çıkabilirsiniz. Onlar ersin muradına biz çıkalım kerevetine. Nasılsa 9 Temmuz'dan sonra kumanda bizim elimizde.
|