|
|
|
|
|
|
Gen dopingi ile ilgili bilgi verir misiniz?
* Özellikle Dünya Anti Doping Ajansı'nın (WADA) kurulmasından sonra, spor dünyasında dopinge dair duyulanlar artmaya başladı. Ben de sporcu sağlığı ile ilgiliyim ve sizin de bu konuyla olan alakanızı bildiğimden; gen dopingi hakkında ne düşündüğünüzü öğrenmek istedim. Tamer H.-İstanbul
Bu yöntemin esası, seçkin sporculara uygun gen transferinin gerçekleştirilip atletik kapasitelerinin arttırılmasına dayanmaktadır. 2003 yılının başından beri Uluslararası Olimpiyat Komitesi'nin IOC) ve WADA'nın yasaklı uygulamalar listesine alınmıştır. Bu metotla geleneksel ilaçla yapılan dopingin çok ötesinde performans artışları elde edildiği, tetkik ve tespitinin son derece zor olduğu fark edilince gecikmeden bu listeye eklenmiştir. Sporcularda genlerle oynamaya, onları incelemeye dair konularda ahlaki olarak karar verilmesi zor olan iki alan vardır; ilki sakatlıkların gen tedavisi ile düzeltilmesidir. Sonuçta gen teknolojisinin, tedavi için kullanılmasına itiraz etmek zor görülmektedir. Ama her zaman tedavi ederken biraz fazla tedavi edip, performansı normalin üzerine çıkarmak riski vardır. Diğer konu ise yetenekli sporcuların genlerine bakılarak önceden belirlenmesidir. Başından beri okullardan kulüplere konu ile ilgili herkes, yetenekli sporcuları belirlemek ve boşuna yatırım yapmamak için ön seçimi dış görünüşe ve fiziksel performansa göre yapmaktadır. İnsan genom projesinin tamamlanması ile şu ana kadar DNA üzerinde insanın fiziksel performansını belirleyen 100 bölge bulunmuştur. Gen dizisine göre bu seçimin yapılması da aynı statüde kabul edilebilir. Doğal genetik farklılıklar belirgin bir eğitim ya da antreman farkı olmaksızın, bir sporcunun diğerine üstün gelmesini sağlayabilir. Örneğin 1964 Kış Olimpiyatları'na katılan Fin'li kayakçı Eero Meritropoetin (EPO); genlerindeki farklılık yardımı ile fiziksel olarak diğerler sporculara bir üstünlüğü olmamasına rağmen kros dalında iki altın madalya kazanmıştır. Bu hormon kan üretimini artırır ve böylece kaslara fazla oksijen taşınır. EPO hastalık tedavisi için tıbbın hizmetine sunulduktan sonra, 1998 Fransa Bisiklet Turu'nda bunu doping olarak kullanan birtakım tarafından büyük bir skandala alet edilmiştir. Peki sporcular EPO'nun doğal olarak yapımını artıran geni kendi vücutlarına verseler ne olur? Hayvan deneyleri ile maymunlarda böyle bir işlemin kan düzeyini yüzde 40-70 artırdığı ve etkisini 3 ay sürdürdüğü gösterilmiştir. Teknik birkaç sorun da giderildikten sonra kronik anemilerin tedavisinde insanlar üzerinde rahatlıkla kullanılır hale gelecektir. Doping olarak kullanılabilecek genetik tedavi metotları EPO ile sınırlı olmayıp, 'IGF-1' ve 'MGF' olarak adlandırılan proteinlere yönelik geliştirilen yöntemler de, sporcular tarafından kas kütlesini artırmak için kullanılabilir. Gen tedavisinin sporcular tarafından suistimalini tespit etmek çok zordur. Örneğin EPO, vücut tarafından yapıldığından doğal olanlardan ayırt etmek mümkün değildir. Kan seviyesinin fazlalığı kuşku uyandırabilir ama bunun doping ile olduğunu ispatlamak son derece güçtür. Belki genleri dışarıdan vücuda taşıyan virüs parçacıklarının tespiti, dopingi belirlemekte kullanılabilir ama bu da samanlıkta iğne aramaya benzer. Hatta bazen bu parçacıkların saptanması için kas biyopsileri gerekir. Gen teknoloji ürünlerinin işaretlenmesi; kontrolde bir umut olarak görülmesine rağmen, araştırmacısından üreticisine, kulübünden sporcusuna bu alandaki herkesin işbirliğini gerektirmektedir. Son sözüm; gen transferinin doping olarak kullanılabilecek olması, spor felsefesini derinden sarsmaktadır. Özellikle olimpik sporlar atletin rakiplerine ve kendine karşı yürüttüğü mücadele üzerine kurulmuştur. Basit bir gen transferi ile artık rekabet edilmez hale gelen süper atletler, bundan böyle ne ile yarışacaklardır ve başarının kriteri nedir?
|
|
|
|
|
|
|
|
|