kapat
   
SABAH Gazetesi
 
   Dünya Kupası
   Son Dakika
   News in English
  » Yazarlar
   Günün İçinden
   Ekonomi
   Gündem
   Siyaset
   Dünya
   Spor
   Hava Durumu
   Sarı Sayfalar
   Ana Sayfa
   Dosyalar
   Teknoloji
   Emlak
   Otomobil
   Detaylı Arama
   Arşiv
   Etkinlikler
   Günaydın
   Televizyon
   Astroloji
   Magazin
   Sağlık
   Kültür Sanat
   Turizm Rehberi
   Cuma
   Cumartesi
   Pazar Sabah
   İşte İnsan
   Sinema
   20. YILA ÖZEL
   Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Mehmet Barlas @ SABAH
 

Bekleyen derviş muradına gerçekten ermiş mi?

Bütün yaşamınızın bir "Bekleme odası" nda geçmesini ister miydiniz?
Bu bekleyiş bir doktor muayenehanesinde, işe girmek için başvurduğunuz şirketin personel bölümünde, vize almak istediğiniz ülkenin konsolosluk binasında, sınav notlarınızın açıklanacağı merkezin önünde veya bir başka mekanda geçebilir.
Ama bitmeyen bir bekleyişe razı olabilir misiniz?
Menotti'nin operasındaki mültecilerin "Konsolos" u, Beckett'in Vladimir'inin ve Estragon'unun "Godot" yu beklemeleri gibi bir kurgunun, yaşamınıza uyarlanmasına razı olabilir misiniz?
Peki nasıl oluyor da, bitmez tükenmez bir zaman dilimi içinde "Çağdaş uygarlık düzeyi"ni sizden hep uzaktaki bir hedef olarak kabul edip, bitmeyen bir bekleyişin toplumsal yaşamınızın ana çizgisi haline gelmesine razı oluyorsunuz?
Dün Ankara'da Abdullah Gül Lüksemburg'dan haber gelmesini beklerken, sizler de bu "Kronik Bekleyiş" imize takılmadınız mı? Geçen ekimde de Gül yine Lüksemburg'dan gelecek haberi beklemiyor muydu?
Dışişleri Koridoru'nun büyük isimlerinden Feridun Cemal Erkin'in (1900-1980) anılarını (Dışişleri'nde 34 Yıl) okuyunca, Türkiye'nin NATO'ya alınıp alınmaması kararını da Soğuk Savaş'ın başlangıcında nasıl nefes nefese beklediğini öğrenirsiniz.

ÇAĞDAŞ UYGARLIK
Hep bir bekleyiş.
Atatürk 1933'te "Türklüğün unutulmuş büyük medeni vasfı ve büyük medeni kabiliyeti, bundan sonraki inkişafı ile, atinin yüksek medeniyet ufkundan yeni bir güneş gibi doğacaktır" der.
Turgut Özal 1991'de "21'inci yüzyıl Türk asrı olacaktır" diye ufku gösterir.
Aslında biz Avrupa Birliği'ne girebilmek için beklemiyoruz. AB'nin simgelediği olgu, bir hayaller dünyası. AB bir anlamda "Çağdaş uygarlık düzeyi" ile eşanlamlı çoğumuz için.
Bir türlü cevap veremediğimiz soruları da içeriyor AB'ye üyelik sürecinde yaşananlar.
Örneğin neden AB'ye uyumu beklemeden "Kürt Realitesi" ni kabul edemedik? Neden AB bizi uyarmadan "Devlet Güvenlik Mahkemeleri" ni kaldıramadık, idam cezasını yasadan çıkartamadık? Yaşar Kemal, Orhan Pamuk, Perihan Mağden, Hrant Dink, Elif Şafak "Suç duyuruları"nın hedefi oldukları zaman neden "Ya AB buna ne der" diye gözümüzü Brüksel'e döndürüyoruz hemen? Türk yargısının istimlak konulu kararları bile neden AİHM'de sürekli bozuluyor?
Şimdi bu büyük bekleyişin önünde Kıbrıslı Rumlar var.
Akıl alır gibi bir durum değil bu ama gerçek. 1974'teki askeri harekatı kalıcı bir uluslararası çözümle noktalamadığımız için ve Kıbrıslı Rumlar bizden önce AB'ye girdikleri için, büyük bekleyişimizin süresi onların vetosuna da bağlı.

KRİTERLER
AYNI
Demek "Çağdaş uygarlık zeyi" nin içeriğinde uluslararası hukuk ve diplomasi de varmış. Demek Gümrük Birliği'nin hükümlerini AB'nin 24 üyesine uygulayıp, bir üyeye uygulamamak, "Tarihi Bekleyiş" imizin süresini daha da uzatabilirmiş.
Mesela Karadağ (Montenegro) bir referandumla geçen ay Yugoslavya'dan kopma kararı aldı ve bağımsızlığını ilan etti. AB Dışişleri Bakanları şimdi Karadağ'ın bağımsızlığını kabul edip, ona da üyelik için yeşil ışık yakmaya hazırlanıyor. Ama 1974'ten beri kaderini Rumlardan ayıran ve 1983'ten beri bağımsız devlet olan Kıbrıs Türk'ünün siyasi varlığı kabul edilmiyor.
Uluslararası hukuk ve diplomasi böyle bir şey yani. Zamanlama, şekil ve kurallara uyum, işin özünden daha ağırlıklı olabiliyor.
Bu bekleyişimiz, hem somut, hem de soyut hayallerle ve durumlarla dolu olarak böyle sürüp gideceğe benziyor.
Kentlerimizi, trafiğimizi, okullarımızı, hastanelerimizi, ekonomimizi "Onlar" ınki gibi yapmayı hedefleyeceğiz. Siyasetimiz onlarınki gibi sivil, yargımız onlarınki gibi bağımsız olacak. Birey devlet karşısında onlardaki gibi eşit haklara sahip olacak. "Ankara Kriterleri" ile "Kopenhag Kriterleri" arasında fark bulunmayacak.
Ama bundan 10 yıl sonra da Ankara'daki Dışişleri Bakanı, Brüksel'den veya bir başka AB başkentinden olumlu haber gelmesini bekleyecek.
Sabrımız var ki, 150 yıldır beklemekten bıkmadık.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Partizan kadrolaşma herkese zarar verir...   / 12-06-2006
 Aynı harflerle, sevgi de nefret de üretilebilir   / 11-06-2006
 Gündemimiz kuşkularla ve sorularla dolu...   / 10-06-2006
 Biz Türkler kendimizi nasıl tanımlıyoruz?   / 09-06-2006
 Siyasette kolay yol kamplaşmaktan geçer   / 08-06-2006
 Deformasyon ve dezenformasyon bir araya gelirse...   / 07-06-2006
 Yatağın altındaki timsah ya bir paranoya değilse?   / 06-06-2006
 Askerle polisin arası neden açık olsun ki?   / 05-06-2006
 İnsanı en fazla yamyamlar severler   / 04-06-2006
 Koç'a ve Sabancı'ya sinirlenmek yanlış olur...   / 03-06-2006
ERGUN BABAHAN
Diyarbakır'dan PKK'ya mesaj
Güneydoğu'dan şiddet...
MEHMET BARLAS
Bekleyen derviş muradına gerçekten ermiş mi?
Bütün...
UMUR TALU
Ne demeli?
Ben de Zerkavi' ye "cellat" derdim.
FATİH ALTAYLI
Ölümü göster, sıtmaya razı et
Kıbrıs Rum tarafının tavrı...
ERDAL ŞAFAK
Yine Lüksemburg
Türkiye'nin uzun, çok...
'Futbolda yaptığınızı yapın'
İsrail'in en ünlü işadamı ve Gebze'deki teknoparkın kurucularından...
Yardımcısı coştu yenilince üzüldü
Nükleer krizin ortasında bir de Dünya Kupası tartışmalarına neden...
Bu kez açık mavi: 2-0
Bu kez açık mavi: 2-0
24 dakikada 6 korner, 90 dakikada 13'ü isabetli, 18 şut.. İtalya,...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Pazar Sabah | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Künye | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu