|
|
Bir programcı nasıl yoldan çıkarılır?
SAVAŞ Ay, son programında adeta bir kamuoyu araştırması yaptı. Malum, benim gibi pek çok kişi, Savaş Ay'ın Star TV'deki 'A Takımı'nın tarzından ve tavrından rahatsızdı. İnsanlar konu farkı gözetilmeksizin kavga kıyamet formatında kapıştırılıyor, Savaş Ay aradan sıyrılıp, bu kör dövüşünü seyre koyuluyordu. Program bu haliyle muhteşem reytingler aldı. Hatta cuma geceleri Star TV'nin kurtarıcısı haline geldi. Savaş Ay, kendisine ve programına yöneltilen eleştirileri bertaraf etmek için bu hafta kimseyi kavga ettirmedi. A Takımı'nı, TGRT'nin Huzura Doğru programı kıvamına getirdi. Hatta programın yüksek tansiyon kaynağı, baş kavgacı Yüksel Bey'i bile konuşturmadı. Onun yerine Adana Altın Koza Film Festivali'ne katılan gerçek sanatçıları stüdyoya getirdi. Harika bir Yılmaz Güney dosyası sundu. Kırsaldan sıcacık insan portrelerini ekrana taşıdı. Peki ne oldu? Programın reytingleri yerle yeksan oldu... Geçen hafta totalde beşinci olan program, bu hafta 38'inci sırada yer aldı. Savaş Ay da haklı çıkmanın (!) gururunu yaşadı.
TESLİM OLMA SAVAŞ KAPTAN! Şimdi sevgili Kaptan ne yapsa mazereti var. Boynunu yana doğru kırıp, kameraya yaklaşarak, Eee, ne yapalım, siz böyle istiyorsunuz" diyecek... Topu, evindeki peoplemeter cihazlarıyla AGB'nin ölçümlerinde denek olarak kullanılan bin küsur kişiye atacak... Buraya kadar haklı mı? Evet, haklı... Haksız olduğu yere gelince: Biz Savaş Ay'ı, insanları ekranda kavga ettiren kişi olarak tanıyıp, sevmedik ki? Savaş Ay, bu ülkenin insanının nabzını tutan, sokaktaki insanın derdini televizyon ummanına döken, en çetrefilli konuların içinden en rafine haberleri süzen, yıllardır televizyonun harcına kürek kürek çimento atan kişi değil miydi? O zaman reyting hazretlerine boyun eğecek en son kişi de Savaş Ay olmalı, öyle değil mi? "Ne yapalım, halk bunu istiyor" kolaycılığı, müzik kanallarındaki toy sunuculara yakışabilir. Peki Savaş Ay'a yakışır mı? Prime-time'da insanları kavga ettirerek, gözyaşından reyting damıtarak, hurafelerin, dini zaafların üzerinde zıplayarak, halkın cinsel açlığını reyting puanına tahvil ederek listelerin üst sıralarına tırmanmaktan kolay ne var ki? Bunları yapmadan izlenmenin yolunu bulabiliyor musunuz? Hah işte o zaman televizyoncusunuz demektir! Tıpkı A Takımı'nın ilk yıllarında olduğu gibi...
|