Don düşünce
Açıkçası izlemedim ama, anlaşılıyor ki... Mehmet Ali Erbil, sonunda ülkedeki kimi ikiyüzlülüklerin donunun inmesine, "Kral'ın çıplak kalması" na elleriyle vesile olmuş. Bazen öyledir. Don inene dek çok kimse rahatsızlık duymaz. Sanki, tek sakillik, tek süflilik, tek kakarakikiri, bayağılık o lastiğe bağlıymış gibi. Çalışanından katılanına kadar önüne gelenin aşağılanması... Başkası aşağılandıkça izleyenlerin neyin kahkahaları koyması, zevkten dört köşe olması... İşin tuhafı, aşağılananın da adeta haz alması, yerlerde süründürülmekten ötürü kendinden geçmesi filan iyiydi bu memlekette; ama don bardağı taşırdı.
En son yayınlayan ve yasaklayan, programa ve işe son veren kanal, bu gazetenin de bulunduğu grupta. Ama daha önce başkası yayınlıyordu. Şimdi bir başkası kapacak. Birileri mırın kırın ederken, bürokrat kravatlarıyla aileyi filan korumakla mükellef RTÜK mütük müdahale ederken, Edirne'den Ardahan'a, her yöreden, her etnisiteden, her gelir grubundan yurdumun nice genci ve olgunu, aha tam da böyle pırogramlar içün tivisinin başında olacak, kumandalaşacak, kumanda'nın emir eri olacak. "Memed Ali Bey" leri, her işin başı zannediyorsunuz. O yüzden, don inince biraz haşlayalım, biraz taşlayalım ki, masumiyetimiz ispat olsun, ahlakımız tasdik olsun, millidiniinsani tüm hassasiyetlerimiz her daim hazır kıta bulunsun. Oysa, Memedalibeyler bir sonuç.
70 milyonu aşmış, anormal zenginlikleri de, çokça kadim yoksunlukları ve yoksullukları olan memlekette... İlkmektep mezunlarının, terklerin hanelerini filan kendi haline bırakın... 10 milyon ilkokullu arasından gelip 50 bin üniversiteli arasına seçme ve yerleştirme "başarı" sı kazanmış 50 bin evladımızın çoğunun alışkanlıklarına, kültürüne, ilgisine, bilgisine, zevkine, eğlenme biçimine, kelime haznesine, muhabbet haline, SMS mesajlarına, chat külliyatına, çakan ellerine, müzikal dillerine, devirdiği kitapların listesine filan müsaade isteyip az uğrayın... Servet ile cehalet arasındaki o samimi, seviyeli ilişkiyi, diplomaların sessiz acılarını bir röntgenleyin... Yahut ne bileyim... Laik veya çok dindar... Başınız örtülü veya asla, never örtülü ve forever açık olsa da, şu memleketteki dedikodu, bayağılık, yüzeysellik, ortaya karışık fitne-fesat kültürünün yaygınlığını, az kendinizi, biraz konu komşuyu filan düşünün... Genç erkek hayalleri ile genç kız rüyalarına... Çok satana, çok yatana, çok atana şu cümbür cemaat merakla dolu vatana bir bakın. Tamamen don lastiğine yapışık bir vaziyettir. Memedalibeyler ve diğerleri, bunu, efendim sanaata, şova, eğlenceye ve paraya çeviren birer sonuçtur sadece. Gerçekten de iyi sanatçı olabilecek babadan oyuncu bir gencin bize çok daha layığını, münasibini deli gibi yaparak bu memleketin ayılıp bayıldığı cinsten şöhrete ulaşması durumudur. Ahali; don düştü mü afallar, dağılır, gözlerini kapatır, medyasıyla, hocasıyla, hacısıyla, bacısıyla ne kadar ahlaklı ve namuslu olduğunu, nasıl da tepki duyduğunu filan ispata koşuşturur ama günlerce bunu konuşmaktan da kendini alamaz. O donu memedalibey indirmiş olsa da ... Millipopülermedya kültürümüz ve tüm sathiliğimizle çoğumuz o dona asılı yaşıyoruz zaten. Memedalibeyler gider, gelir; yolcudur... Oysa bu halimizle çoğumuz lök gibi hancıyız! O don, nice surattaki maskedir. Yine yerine çekilir; merak etmeyiniz.
|