|
|
Cahide Sayfiye
Şimdi notlarıma bakıyorum... Cahide 15'le ilgili yazıyı yazarken, "Arsız bir mekan Cahide 15" demişim! Arsızlığın çekiciliğindeki kışlık Cahide'yi yazmışım... 'Cahide Sayfiye açıldı' dendiğinde, uzun süre uğramadım. Gelen geçen bir hevesini alsın... Havası biraz boşalsın... Mekan bir sıradanlaşsın istedim. Misafirler mekanı kanıksasın diye bekledim.
***
Ben çok yeni açılan mekanda pek rahat etmem! Çünkü bilirim ki, herkes müthiş bir koşuşturma içerisindedir. Garsonu, aşçısı, işletmecisi 'alert' haldedir... Kendini ve mekanı beğendirme derdindedir. En ufak bir hata olmasın diye paralanmaktadır. Yüzünün akıyla çıkmak için çırpınmaktadır. Böyle durumlarda fazlalık edeceğimi bildiğimden, fazlalık etmemek için çekilirim. Bu kadar derdin ortasında, bir de beni memnun etmek için koşuşturacaklarını bildiğimden, mekan oturmadan, ben de gidip oturmam!
***
İzzet Çapa çok sevdiğim bir dostum... Rose'u, şefi, aşçısı, güvenlikçisi neredeyse kardeşim... Daha yeni görücüye çıkmışken gitsem, müşteriden çok benimle ilgilenecekler... Onlar benimle ilgilendikçe, ben utanıp sıkılacağım... 'İyisi mi' dedim, 'biraz bekleyeyim, sonra gideyim...' Cahide Sayfiye dursun otursun, öyle yazayım... Dolmabahçe'den Nişantaşı'na çıkarken, sağınıza düşen G-Mall'un tam karşısına konuşlanmış Cahide'nin Sayfiye'si... Cahide tayfasının yanısıra, bir de sihirbazın şov yaptığı küçük bir sahnesi var... Sıcak, sımsıcak döşenmiş... Tam yazlık bir mekan haline gelmiş...
***
Yemekler tüm İzzet Çapa mekanlarında olduğu gibi müthiş... Sürekli giderseniz sürekli kilo alırsınız... İzzet Çapa'nın mekanlarında kilo almama ihtimaliniz yok... Çünkü ne yapsanız, sofrayı donatan yemekleri yememezlik edemiyorsunuz... Sahibi gurme olan mekanlar, en enteresan mekanlardır... Yemekler öyle bir lezzetle hazırlanır ki, yememek yazıktır... Gittiğinizde siz bir şey söylemeyin... Bırakın onlar azar azar masayı donatsınlar... Yeriniz kalırsa, sadece bir ana yemek söylersiniz... Gerisi, keyfinize bakarsınız...
***
Ağaçların arasından püfür püfür bir rüzgar esiyor ki, mekanı ve yazı rahatlatıyor... Masalar birbirine ve sahneye yakın konuşlanmış ki, sıcaklık ve samimiyet artıyor... İzzet Çapa müşterileri her zaman olduğu gibi buraya da akın etmiş ki, mekan hiç boş kalmıyor... Cahide Sayfiye, deniz kenarında olmadan, yazın en in mekanlarından biri olmaya aday görünüyor... Herşey iyi... Ama tek bir fark var Cahide 15'ten! Cahide Sayfiye, Cahide 15 için söylediğim gibi arsız bir mekan değil! Daha arlı, sıcak, sempatik bir mekan! Mekanı incelerken anlıyorum ki, mekanları mekan yapan oradaki hayatlardır. Cahide Sayfiye'deki hayatlar, arsız Cahide'ye göre çok daha arlıdır! İzzet'in her bir gazetenin yazı işleri müdürü, genel yayın yönetmeni, servis müdürü, görsel yönetmeni, sayfa sekreterinden oluşan binbir çeşit gazeteci dostu mekanın asli müşterisidir. Bu haliyle mekan; rahmetli İslam Çupi'lerin barında beyaz leblebiyle iki kadeh rakı parlattığı, her daldan gazetecinin sevgilisi, eşi, dostu, karısıyla sökün ettiği Cağaloğlu'ndaki Gazeteciler Cemiyeti'nin bar ve lokantasını çağrıştırmaktadır. İzzet gönül dostluğuyla, Gazeteciler Cemiyeti lokalinin yerini almıştır günümüz medya dünyasında... Yapacak bir şey yoktur. Giderseniz... Ve yemekten önce bir barına uğrarsanız... İslam Çupi'nin şerefine bir kadeh rakı kaldırın... Rahmetlinin ruhunu şad edersiniz...
|