|
|
Kalabalıkların içinde yapayalnız
HABER bültenlerinde izleyince, içim acıdı. Profesör Doktor İlkay Şimşek, verdiği konferanstan dönerken gaspçıların saldırısına uğramış, şakak kemiği ve kaburgaları kırılmış, diz üstü bilgisayarı ve cep telefonu çalınmıştı. "Hiçbirine üzülmüyorum" diyordu Profesör Şimşek. Ve devam ediyordu: "Dakikalarca dayak yedim. Hem de kalabalığın ortasında. Feryatlarıma kimse dönüp bakmadı. Hayatımda ilk kez kendimi bu kadar yalnız hissettim..." Koca kalabalıkların orta yerinde yapayalnız kalmak... İlk bakışta gerilim filmlerine ya da uykumuzu bölen kâbuslara özgü bir durum gibi geliyor değil mi? Oysa büyük kentlerde hayatımız çoktan kâbusa döndü bile... O profesör, saldırıya uğramadan birkaç saat önce Alman meslektaşlarına verdiği konferansta mide hastalıklarının tedavisi konusunda ulaştığı son noktayı ve tecrübelerini aktarıyordu. Ne için? İnsanlığın refahı, mutluluğu, sağlığı için... O, gecesini gündüzünü insanlara adarken, belki de hayatında ilk kez insanlardan kendisi için bir şey istedi. "İmdat" dedi... Sesi, kalabalıkta yankılanıp, kulağına geri döndü... Yalnızlığın en koyusu, bu olsa gerek...
|