kapat
   
SABAH Gazetesi
 
   Dünya Kupası
   Son Dakika
   News in English
   Yazarlar
   Günün İçinden
   Ekonomi
   Gündem
   Siyaset
   Dünya
   Spor
   Hava Durumu
   Sarı Sayfalar
   Ana Sayfa
   Dosyalar
   Teknoloji
   Emlak
   Otomobil
   Detaylı Arama
   Arşiv
   Etkinlikler
   Günaydın
   Televizyon
   Astroloji
   Magazin
   Sağlık
   Kültür Sanat
   Turizm Rehberi
   Cuma
   Cumartesi
   Pazar Sabah
   İşte İnsan
   Sinema
   20. YILA ÖZEL
   Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Zaferler önce kendi evlatlarını yer!..
Zaferler önce kendi evlatlarını yer!..
Yetki yürek ister
Galatasaray, kitaplar, müzik, entelijansiya

Zaferin gizli kahramanı

Galatasaray Futbol A.Ş.'nin başına Adnan Sezgin getirilince istifası beklenen ama istifa etmeyen Sportif Direktör Bülent Tulun, tek bir yetkilinin ortaya çıkmadığı en parasız günlerde futbolcularına destek oldu.


Zaferler önce kendi evlatlarını yer!..

Evet, ama sevgiyle, dayanışmayla ve kendine özgü mizansenleriyle takımını şampiyonluğa taşıyan Bülent Tulun'un görevde kalması, Başkan Özhan Canaydın'ın ondan memnun olduğunu düşündürüyor.

İnsan hem 'insan', hem Galatasaraylı olunca bir başka oluyor. Bülent Tulun gibi... Nefret etmeyi bilmeyen bir adam Bülent Tulun. İyi bir şey mi, kötü bir şey mi, onu da bilmeden nefret edemiyor üstelik... Doğası bu. Ayrıcalıklı ama çok da hiyerarşik bir düzende uyuduğu yatakhanesinin koridorlarında, dövmek dahil her türlü hakkı üzerinde hissettiren 'ağabey'lerinin sabahları diş fırçalama kuyruğunda habire önüne geçmesine isyan eden, 'sıra daha size gelmedi' diyebildiği için tokat yiyen, 'bu ağabeyle bir daha konuşmayacağım' diye karar verip, ertesi sabah unutarak konuşan, gülen, söyleyen, büyüyünce de, o 'tatlı arıza' halini sürdüren yaramaz bir çocuk... Evet, o hala çocuk. Eğitimli, zeki, hiperaktif, üstelik 'mektepli'. Uzun yıllar iş yaşamında profesyonel bir hayatı sürdüren Bülent Tulun, Cottor Bar, Levis Strausse, Mavi Jeans, Narin, son olarak da Galatasaray Spor Kulübü'ndeki görevlerinde insan faktörünü ön plana çıkarma becerisini, daha doğrusu yeteneğini sergilemiş koca çocuk.

ŞAMPİYONLUK VAKAR İSTER
Meselelerin, sorunların, krizlerin en fevri adamı olmasına rağmen, hazırlıksız da yakalansa dimdik ayakta durmayı ve tutmayı, çalışma koşullarının cilvesi olarak benimsemeyi ve şekillendirmeyi akıl etmiş bir adam. Galatasaraylılık ibadet gibi bir şey olmalı onun için. Sakıncası yok, çünkü o da gayet derinden biliyor ki, Galatasaray çok vakur bir camia, hatta cemaat... O yüzdendir ki, Galatasaray parasızlıktan inlerken, dört buçuk ay para almamış, parayı sağlayacak insanları karşısında görememiş futbolcuların karşısına bir tek o çıkmış, kendini onlardan biri gibi, aynı takımdan hissettirebilmiş, futbolcunun yaşananları antrenmana çıkmayarak değil, gayet yaratıcı bir şekilde 'çalışarak protesto' etmesini sağlamış, üç ay sakalını kesmeyerek kederini göstermiş, üzüntüsünü futbolcusuyla paylaşmış bir adam olarak şampiyonluğun 'kahraman olmak istemeyen kahraman'ı olmuş.. Ama 'Zaferler önce kendi evlatlarını' yermiş... Ya da Büyük Başkan Faruk Süren'in deyimiyle 'Galatasaray'a hizmet cezasız kalmaz!' Güzel laf, oturuyor yerli yerine. Özhan Canaydın'ın ya da yönetimin istediği ne? Rezervasyoncu sportif direktör... Mi acaba? E onu çok sıradan bir insan da yapabilir... Ama Bülent Tulun sıradan olamaz, olmaz. Canaydın geri planda bir sportif direktör istese de, Bülent Tulun'u gayet yakınen tanıyor. Ya içinden 'Aferin Bülent, iyi yapıyor' demişse bu en zorlu yıl boyunca. Adnan Polat'lı yeni dönemde Galatasaray Futbol A.Ş.'nin başına Adnan Sezgin getirilmiş olmasına rağmen Bülent Tulun neden istifa etmedi de, devam dedi? Özhan Canaydın'ın olası iç sesini mi duydu gaipten? Bunu mu hissediyor? Adnan Polat'ı tanımayan yok. Bülent Tulun'un yöneticilik yaptığı dönemde aynı yönetim kurulunda çalışan, sakin, sağduyulu, fevri olmayan, düşünerek konuşan bir adam. Sevilen, saygı duyulan ağır Galatasaraylı. Ya Adnan Sezgin? Bülent Tulun yöneticiyken kulüpte idari menajerlik yapan, ama sonra başka rakip takımlarda da çalışan Adnan Sezgin. Bakınız İstanbulspor geçmişi. Bülent Tulun'un böylesi bir profesyonel misyonu yok işte. Belki de o yüzden bu sene insan yüzüne çıktı da konuştu, o en zor günlerinde takımı bir arada tutabilecek gücü buldu kendinde, yalansız ve de dolaysız bir şekilde. Tulun, 1996 ile 2001 seneleri arasında Faruk Süren'in fahri futbol danışmanı olarak çalışan, geçmişinde profesyonel futbol oynamış, hakemlik yapmış, dört dönem futbol federasyonunda görev almış, hayatı boyunca futbolla haşır neşir, sonra da 'emredildiği' için ruhen bağlı olduğu kulüpte çalışmaya başlayan, Galatasaray'da olmazsa gidip de bilmemne sporda çalışmamış, çalışmayacak bir adam. Çünkü onun tek bir kimliği var, Galatasaraylılık. O kimliği bozmayacak kadar şahsiyetli, 'sahici heyecanların' adamı. Onun rahatlığıyla kendinde pek çok hakkı görmüş olabilir. Bülent Tulun, her ne kadar düz duvara tırmanacak kadar enerjik, hazırcevap ve kurt dursa da, iç dünyasında gözüktüğünden daha öfkesiz, kendisiyle barışık bir adam. Çabuk tepki verir, doğru, ama aynı zamanda akıllı da bir adam. Müptezel Fenerbahçeli Mehmet Ali Erbil'in 'Türkiye Kupası'nı Beşiktaş, Türkiye Ligi'ni Fenerbahçe, Galatasaray da Babaeski'yi alır' demecinin ardından, patlattığı 'Mehmet Ali zaten sıhhati iyi olmayan bir çocuk, kendisine acil şifalar diliyorum, bol C vitamini alsın, ananas yesin," cevabını hatırlarsınız... Şampiyonluğun ardından ise Adnan Sezgin'in varlığı söz konusu olduğunda bu gelişmenin onu rahatsız edeceğini ve istifa edeceğini düşünenler yanıldı işte. Bu tip camialarda çok hassas dengeler vardır, hazırlanmış tuzaklara düşmemek lazımdır. Aman dikkat. O da dikkatli bir adam. Belki tam da bu yüzden Sezgin hakkında ser verip, sır vermiyor. Her konuda patlamış mısır gibi konuşan Bülent Tulun, nedense kendisine yöneltilen Adnan Sezgin sorularına müthiş bir incelik, zerafet ve özenle cevap veriyor, hatta vermiyor. O her zamanki gibi, futbolcuların işlerini kolaylaştırmaya çalışan teknik heyetten birisi olmaya devam edecek...

YENİ KİMYA TUTACAK MI?
Adnan Sezgin'li önümüzdeki sezon Tulun'la Galatasaray'ın kimyası bozulacak mı, dengeler nasıl kendini bulacak, kimya tutacak mı, taşlar yerine nasıl oturacak, merak konusu... Bundan sonraki zorluk şu gelinen noktayı korumak olmalı. Bu kimya tutmazsa, eski kimyaya dönülür gibi gibi. Hani, hangi kimya uygunsa Galatasaray için, o kimya... Bu sene mucizevi gelişmeler yaşadık, kimlerin sayesinde? 'Kol kırılır yen içinde kalır' derler ya, öyle de değil. Bülent Tulun zamanında Galatasaray'ın resmi internet sitesinde futbolcularının paralarını almadıkları için tek başlarına, hocasız antrenmana çıktıklarını, Song'un 'motivasyonum bozuk, paramı alamazsam bu maçta oynamam, çünkü konsantre değilim' dediğini bile birebir yazan adam o. Maçların sonlarında dönüş yolunda paraları alamadıkları halde coşkuyla şarkı söyleyen, söyleten, oynayan, tempo tutan, yeri geldiğinde futbolcusuyla entelektüel birikimini paylaşan, akıllı fıkralar anlatıp insanları yerle bir eden hayat adamı, futbol adamı, harbi Galatasaraylı... Hayatla kurduğu ilişki o marazdan geçiyor anlaşılan. Böyle maraz dostlar başına... 'Mektepli' olmasak bile, gönülden her Galatasaraylı'nın futbolculara olduğu kadar, ona da en çok teşekkür ettiği bir sezon. Bir bildiği mi var? Ayrılsa daha mı kahraman olurdu, sarı-kırmızı sevimli şeytan?..

Şebnem İYİNAM

DİĞER GÜNCEL HABERLERİ
 Başka dünyanın çocukları
 Tüketim çılgınlığına karşı bireysel devrim: Freeganizm
 Vahşi Adam'dan açık çağrı: Freegan olun!
 Hazinenin lanetli serüveni
 ÖSS'de güç bir rekor denemesi
 LeMan'dan destek
 'Kafana sıkın deyin, sıkmazsam namerdim'
 Çılgın tempolu festival
 Sinema yazarları 'Saklı'yı buldu
 Kanlı papalık ailesi: Borgialar
 Senfoni'de güllerin savaşı
 Almanya'da bir Türk
 Tasarımlar Mozart için
 Kıyamet habercisi
 Sizce Aliye kimi seçmeli?
 'Karıncayı incitmeyecek adamdım, bunu nasıl yaptım'
 Bir Cannes rüyası
 Pozitivist din Brezilya'ya nasıl taşındı?
 Bu ne biçim demokrasi?
    Pazar Sabah Yazarlar
  » Güncel
    Hobi
    Röportaj
    Gurme
    İyi Yaşa
BALÇİÇEK PAMİR
Alman işadamı yatırım yapmış, ünlü İsveçli mimar...
MEHMET ALTAN
Orospu kentler...
Hayallerimdeki Cezayir, Albert...
REFİK DURBAŞ
Hazinenin lanetli serüveni
Kanatlı denizatı broşunun...
ÖNCEL ÖZİÇER
Aslında mahalle kavgası
İzmir'de doğup büyüyüp yaşayıp...
ATİLLA DORSAY
Çılgın tempolu festival
Cannes Film Festivali,...
ERDAL ŞAFAK
Almanya'da bir Türk
Dünya Kupası finallerinde Türkiye...
Dünya rekortmeni yelkenci SABAH takımında yarışacak
Dünya rekortmeni yelkenci SABAH takımında yarışacak
SABAH, Akdeniz'in en büyük yarışına bomba gibi bir ekiple giriyor.
Hem rekortmen hem şampiyon
Hem rekortmen hem şampiyon
Rodolphe Jacq'ın çok parlak bir yelken geçmişi var. 34 yaşındaki...
Prensesi uyutmayan minik yeşil tane
Yatağının altındaki tek bezelye tanesi yüzünden uyuyamayan prenses; dereotlu,...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.