|
|
Kayıp çocuklarımız
Tarihi mirasımızı çalıyorlar, o yetmiyor çocuklarımızı da çalıyorlar. Devlete emanet edilen ne malın ne canın hesabı sorulmuyor çünkü bu ülkede. Belki de ne çocuklarımıza, ne tarihi mirasımıza, ne de çevremize kendi malları gibi bakıyorlar. Önce Uşak'taki Karun Hazinesi'nin traji-komik bir biçimde soyulduğu haberi geldi, ardından Kahramanmaraş Müzesi'nde 645 adet gümüş sikkenin sahteleriyle değiştirildiği haberi. İşin komiği, Kahramanmaraş'taki soygunu eski polis memuru İhsan Karaca altı yıl önce ihbar etmişti. Vatan'ın haberine göre, müfettişler müzeyi denetlemiş gerçek sikkelerin sahteleriyle değiştirildiğini anlamadıkları için Karaca hakkında "asılsız ihbardan" dava açılmıştı. Ve işin daha garibi Karaca, bu davadan yargılanırken ölmüştü. Hırsızı koruyan, vatandaşlık görevini yapmak isteyeni cezalandıran bir sistemimiz var ne de olsa. Burası Türkiye sonuçta, bunu da unuturuz. Tuzla'ya bırakılan varilleri iki haftada unuttuğumuz gibi, Uşak ve Maraş müzelerinden çalınan tarihi eserleri de unuturuz. Tıpkı Diyarbakır'daki yuvada kaybolan çocukları unutacağımız gibi. Devlete emanet 34 çocuk kayıp. Yaşları 2-3 arasında değişen kimsesiz yavrular, kapkaç çetelerine, fuhuş tüccarlarına mı, organ kaçakçılarına mı teslim edildi bilinmiyor. Büyük olasılıkla hiçbir zaman öğrenilemeyecek. Tıpkı usta şair, Can Yücel'in "Kayıp Çocuk" şiirinde anlattığı gibi onların öyküleri: "Birden işitilmez olsun ayak seslerim; Gölgem bir başka sokağa sapıversin; Unutayım bir anda her şeyi, Nerde oturduğumu, Bir tuhaf adem olduğumu Can adında. Aklım arayadursun başka kapılarda kısmetimi, Ben, bilmediğim sokaklarda bir başıma; Gönlüm öylesine geniş, öyle ferah, İlk defa görmüş gibi dünyayı, Bir şaşkınlık içinde, yeniden doğmuş gibi; Hatırlamam artık değil mi, dostlar, Hatırlamam artık garipliğimi?" Başka bir coğrafyanın çocukları gibi mesafeli ve ilgisiziz onlara... Kendi çocuklarına sevgi ve özen göstermekten kaçınan ellere emanet etmişiz... Kaderleriyle o kadar ilgisiziz ki, Milliyet dışında manşete çıkamamıştı öyküleri. Maraş'tan çalınan sikkeler daha çok yer kaplıyordu gazetelerde. Geçmişimiz çalınıyor sessiz kalıyoruz. Geleceğimiz olan çocuklarımız ortadan kayboluyor ilgisiz kalıyoruz. Yahu biz nereye gidiyoruz!
|