Herkesten soğumak üzereyim
Gerdek gecesi gelin bakire çıkmadı diye damat gelini geri yolluyor. Üstelik kendi söylemiyle aşık olmasına rağmen... Bekaret aşktan önce geliyor yani. Kızın ailesi toplanıp ölüm kararı alıyor. Ağabey uyguluyor. Genç kızın "Bana tecavüz etti" dediği enişte kendini savunuyor. "Bana iftira atıyor, bizde kaldığı sürece dışardan morluklarla gelirdi" diyor. Üstelik kızın ablası da kocasına destek oluyor. Amaç ölümü haklı kılmak. Amaç ölenin arkasından "Zaten iffetsizdi" diyebilmek. Can alındı. Yetmiyor. Bir de kılıf bulunuyor. Ben gün geçtikçe aile kavramından soğuyorum. Aile bütünlüğü bozulmasın diye yalan söylemekten çekinmeyen, cinayet emrini veren, kızlarını dinlemektense, ablanın kocasına inanan, üstelik her şeyi aile adına yapan bu aileden soğudum soğuyacağım. Eğer aile bu demekse tabii. Bu olayda 'En suçsuz damat' diyenler de var. İyi mi? Bekâretin hâlâ namus olduğuna inanan, bu sözde namus için aşık olduğu kadını, başına geleceği bile bile, evine geri yollayan Türk erkeğinden de soğuyorum. Diyarbakır'da devlet koruması altında 34 çocuk kayboluyor. Çoğu 2-3 yaşında. İddialara göre ya kapkaç ya organ mafyası için kaçırıldılar. Çocuk yuvalarında dayağı engelleyemedik şimdi çocuklarımızın çalınmasına izin veriyoruz. 'Devlet koruması altında' cümlesinden de soğumaya başlıyorum. Ne koruması? Uşak'taki Karun Hazineleri soygunundan sonra şimdi de Kahramanmaraş'ta benzer bir skandal var. 2300 yıllık 545 Pers sikkesi sahteleriyle değiştirilmiş. Ayrıca bir de taş kitabe kayıp. Hadi buradan buyurun bakalım. 'Geçmişimize sahip çıkalım' anlayışından soğumak üzereyim. Yazar Perihan Mağden bir yazı yazıyor. Vicdani reddi savunuyor. Hakkında "Basın yoluyla halkı askerlikten soğutmak" suçundan dava açılıyor. "Düşüncenin suç olmadığı bir ülkede yaşamak istiyorum" diyor. Haksız mı? Mağden tek bir yazıyla halkımızı askerlikten soğutuyor öyle mi? Hem de "Her Türk asker doğar" cümlesine rağmen. Güldürmeyin beni. Hukuktan da soğumaya başlıyorum.
|