Depresyonla doğal yollarla baş edin
Uykusuzluk kadar yaygın olmasa da, dünyada her beş kişiden birinde çeşitli nedenlere bağlı depresyon belirtileri görülebilmektedir. Başlıca etkenler arasında; günlük yaşam koşullarının yarattığı sorunlar (boşanma, bir yakınının vefatı, okul veya meslekle ilgili sorunlar, finansal sorunlar, vd.) en önemli yeri tutmaktadır. Basit bir şekilde uykusuzluk ve gerginlikle başlayan şikayetler, sorunların devam etmesi ve önlem alınamaması durumunda depresyona yol açabilmektedir. Gelişmiş toplumlarda ve büyük şehirlerde yaşayan fertlerde daha fazla gözlenmektedir. Bu nedenle depresyon "modernleşmenin yan etkisi" olarak da tanımlanır. Genel olarak her yaş grubundaki fertlerde görülebilir ancak artan yaşa bağlı olarak ve kadınlarda erkeklere göre daha sıklıkla görülür. Başlıca belirtiler olarak; çaresizlik, kendine güvensizlik, derin üzüntü, halsizlik, konsantrasyon eksikliği, iştah sorunu, intihar veya ölüm eğilimi sayılabilir. En basit şekliyle "sabahları erken uyanma" da depresyonun biyolojik sonuçlarından biri olarak değerlendirilmekte ve bazı durumlarda hekim kontrolünde antidepresan kullanımı sorunun giderilmesinde etkili olabilmektedir. Bu konuda kendi kendine tedavi uygulamak son derece sakıncalı. Depresyon tedavisinde (antidepresan) ilaç kullanılmasında son derece dikkatli olunması gerekir. Yani bu tip ilaçların kullanımına birilerinin önerileri veya kişilerin "kendi kendine tedavi" denemeleri ile başlanılması kesinlikle söz konusu olamaz. Mutlaka bir uzman önerisi ve kontrolü gerekmektedir. Bir dostum, bir arkadaşının "aşırı memnuniyetini" ifade etmesinden etkilenerek, hiç ihtiyacı olmadığı halde, antidepresan ilaç kullanmaya başladıktan 2 ay sonra, "bu kadarı yeterli düşüncesi" ile, ilaç almayı bırakınca önemli sorunlar ile karşılaştığını ifade etti. Gerçekten de, bu tip ilaçların kullanılmasında ufak dozlarla başlayarak miktarın yavaş yavaş artırılması, aynı şekilde bırakılırken de yavaş yavaş bırakılması gerekmektedir. Sentetik kaynaklı veya bitkisel kaynaklı olsun, depresyon tedavisinde etkili tüm ilaçların kullanımında aynı kurallara uyulması gerekir. Sağlık Bakanlığı tarafından, birkaç yıl önce olumsuz etkileri nedeniyle piyasadan kaldırılmasına karar verilen bir sentetik depresyon ilacının, bu tip bırakma sorunlarına yol açmaması için, firma tarafından bir buçuk ay daha üretimine izin verilmişti.
KANTARON Kantaron, Latince bilimsel adı Hypericum perforatum veya şu an dünya genelinde popüler ismi ile "St. John's wort". Depresyon tedavisinde en etkili bitkisel çözüm olarak kabul edilen kantaron, ünlü Time dergisine de kapak olmuş bir yıldız; "Doğanın Prozac'ı" olarak ünlenmiş. Bitkinin çiçekli topraküstü kısımlarından haz ı r l a n a n ilaç kullanılıyor. Ülkemizde de iyi bilinen bir bitki; halk arasında zeytinyağı içerisindeki ekstresi ülser tedavisinde kullanılıyor. Bu etkinliğini deney hayvanları üzerinde yaptığımız bir çalışma ile de ortaya koyduk. Bu yağlı ekstrenin aynı zamanda çok iyi bir yara iyileştirici etkisi var. Söz konusu depresyon tedavisi olunca mutlaka "içeriği standardize edilmiş", yani içerisindeki etkili bileşenlerin oranları belirli olan ilaçların kullanılması gerekir. Bu nedenle aktardan alıp veya doğadan toplayıp kullanılması söz konusu olamaz. Çünkü bitkinin çiçeklerinin hemen açmadan önceki dönemde toplanması ile en yüksek etkinin sağlandığı tespit edilmiş. Bu nedenle güvenilir ilaç üreticisi firmalar kantaronu özel tarlalarda yetiştirip, bu süreç içerisinde toplanan ürünleri işliyorlar. Dolayısıyla satın alacağınız ilacın üretici firma güvenilirliği de önemli, öncelikle Sağlık Bakanlığı tarafından izin verilen ilaçlar tercih edilmeli.
DEPRESYON SAVAŞÇISI Kantaronun depresyon tedavisindeki etkili bileşenleri olarak belirlenen "hiperisin" ve "hiperforin". Yapılan bilimsel çalışmalar bu iki bileşenin farklı etki şekilleri bulunduğunu ortaya koymuş (hem MAO inhibitörü ve hem de serotonin geri emilim inhibitörü). Yani kombine bir depresyon ilacı. Ancak bu bileşenlerin ayrı ayrı elde edilerek ilaç haline dönüştürülmesi düşünülemiyor. İşte doğanın eşsiz tasarımına güzel bir örnek; hiperisin tek başına ilaç haline getirdiğinizde vücuttan emilimi çok düşük ama bitkide bulunan bazı bileşenler (prosiyanidinler) vücuda emilimini artırıyor. Aynı şekilde hiperforini ayırdığınızda hemen oksitlenerek bozuluyor ama bitkide bulunan flavonoitler bu bozunmayı önlüyor. Bu nedenle, kantaronun ekstre halinde kullanılması en uygun şekli. Ancak mutlaka "standart ekstre" kullanılmalı. Çünkü en yüksek etki için bu iki bileşenin birbirine oranı belirli sınırlar arasında olmalı. Kantaronun ne derecede etkin ve güvenilir olduğu konusundaki bilgileri gelecek hafta inceleyeceğiz.
|