Ya şimdi konuşalım ya da ebediyen susalım
Bu konu önemli... Bu konu bizi bırakın çocuklarımızın bile değil torunlarımızın meselesi... Hani "Bu dünya bize miras kalmadı, torunlarımızdan ödünç aldık" sözünün cuk oturduğu cinsten bir iş... Sadece bu ülkeyi sevenlerin değil, tabiatı seven herkesin ayağa kalkması gereken türden bir yağmayla karşı karşıyayız. Tüm sahil şeridimizin elimizde kalan bakir "yüzde 1-2"lik bölümünü kurtarmak için çırpınıyoruz. Gün geçmiyor ki, bir başka cepheden, bir başka noktadan yeni bir teşebbüs ortaya çıkmasın. Bir bakıyorsunuz bir bakanlık yeni bir uygulama peşinde, bir bakıyorsunuz öteki... İşin enteresan olan tarafı bu işte resmen bağımsız çalışıyorlar. Yani pek birbirleriyle organize de değiller, tek ortak noktaları arazi talanına ortak saldırıları. Bir kurumun tahsis yoluyla betonlaşmaya açtığı yerlerle ilgili çırpınmalar sürerken bir bakıyorsunuz, kıyılarda imar affı getiren başka bir çalışma ortaya çıkmış. "Aman zaman" derken bir de bakıyorsunuz bambaşka bir otorite, hepsinden de vahim, imarla ilgili kararı inşaat yapana bırakacak kadar cüretkar bir uygulama peşinde... Sayfamızda bu sıkıntıların bir bölümü ile ilgili bilgiler bulacaksınız. Ama inanın halen doğrulatamadığımız ya da iş resmiyete intikal etmediği için yazamadığımız daha pek çok olay var. İşin özeti şu; birileri dünyanın en güzel, en bakir koylarını şöyle ya da böyle işgale hazırlanıyor. Bu iş tahsis yoluyla da olabilir, ihaleyle de, ya da çoğu zaman olduğu gibi fiili işgalle de. Burada uygulanan yol o kadar önemli değil, önemli olan sonuç. Neticeye bakalım; neticede herkesin üzerinde dünya cenneti olarak sözbirliği ettiği insan eli değmemiş canım koylar otel, motel adı altında yapılaşmaya açılıyor. Sanki ülkemize gelecek turistin illa da o cennetin içine gidip etmesi şartmış gibi... "İçine etmek" lafını söz gelişi söylemiyorum. Turistik tesislerimizin büyük bölümünün lağımlarını denize bıraktıklarını ve bunun Sahil Güvenlik birimlerinin araştırmasında ortaya çıkıp belgelendiğini daha önce yazmıştım. Bir tarafta beş yıldızlı süper oteller yapmışız, sonra oraya her şey dahil üç kuruşa adam doldurmaya çırpınıyoruz. Öte taraftan dünya starlarının, dünya zenginlerinin kucak dolusu para dökerek gelmeye çalıştıkları Mavi Yolculuk'u bitiriyoruz. Ne diyeyim Allah hepimizi affetsin. Bu işi yapmaya çalışanları da, "Adam sende" diye görmezden gelenleri de, önlemeye gücü yetecek kadar sesini çıkartamayanları da...
*** Yaklaşık 15 gün önce internet üzerinden yeni bir kampanya başladı. Kampanyayı başlatanların amaçları dramatik bir şekilde erozyona uğrayan denizlerimiz ve su ürünleri kaynaklarının rasyonel kullanımı için girişimde bulunmak. Bunun için de geniş kapsamlı bir kurultay toplanılması isteniyor. Kısa bir sürede 3 bin kişiye ulaşan bu kampanyaya dernekler, vakıflar, kooperatifler sanatçılar da katıldılar. İmza katkısı için amatorbalikcilik@yahoogroups. com adresine bir mail atmanız yeterli. Yazımı tamamlarken yelken dünyamızın duayenlerinden Cahit Nasman beyefendinin vefat haberini aldım. Başta İstanbul Yelken Kulübü olmak üzere tüm yelken camiasına ve yakınlarına baş sağlığı diliyorum.
|