kapat
   
SABAH Gazetesi
 
   News in English
   Son Dakika
  » Yazarlar
   Günün İçinden
   Ekonomi
   Gündem
   Siyaset
   Dünya
   Spor
   Hava Durumu
   Sarı Sayfalar
   Ana Sayfa
   Dosyalar
   Teknoloji
   Emlak
   Otomobil
   Detaylı Arama
   Arşiv
   Etkinlikler
   Günaydın
   Televizyon
   Astroloji
   Magazin
   Sağlık
   Kültür Sanat
   Turizm Rehberi
   Cuma
   Cumartesi
   Pazar Sabah
   İşte İnsan
   Sinema
   20. YILA ÖZEL
   Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
  • Şu an 5 Haziran 2006 - Pazartesi tarihli sabah.com.tr'yi okumaktasınız.
  • Bugüne ait sabah.com.tr içeriği için tıklayın »
kapat

Sabah, içeriğini okur denetimine açıyor. Gazetedeki haberden baskı kalitesine, web sayfası düzenine kadar, eksik, yanlış, hatalı, meslek etiğine aykırı bulduğunuz, merakınızı uyandıran hususları Okur Temsilcisi'ne iletin. Şikayet, eleştiri, soru ve önerilerinizi bekliyoruz.
 
 
Obdusman Nedir? Ombudsmanın Çalışma Kuralları Yavuz Baydar Kimdir? Türkiye Hazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi
 
Tel:
0212 354 35 08
Fax:
0212 354 36 84
 
Görüş mesafesi
Düzeltmeler
Talihsiz başlık
Hastanede eroin satıcıları var mı?
Yorumlu habere ambargo

Görüş mesafesi

Merkez üssü Ankara olan son "çete hadiseleri" kafaları karıştırdı. Okurların beklentisi, "iyi habercilik." Peki, "bilgi bulanıklığı"nda gazeteci ne yapmalı?.

Okurların kafası da karıştı. Nasıl karışmasın? Fatih Altaylı'nın önceki günkü köşesinde "..kimse ne olup bittiğini tam anlayamıyor.." tespiti biz gazeteci tayfasının şu sıralarda ne durumda olduğunu anlatıyor. Elbette ki okurlar da bilgileri iğneyle kuyu kazar gibi toparlamaya çalışırken zorlanacak.
Sauna Çetesi ve Şemdinli ile tırmanışa geçip Danıştay saldırısı ile gerilen ortam, en son ortaya çıkarılan "Atabeyler Çetesi" ile iyice karmaşık bir hal aldı.

Çıtayı
yükseltmek
Sisten göz gözü görmüyor.
Görülenler de bir çıkıp bir kayboluyor.
"Bilmesi gerekenler" de bariz bir şaşkınlık, suskunluk içinde. Her gün bu belirsizliğin tedirginliğini öncelikle biz yaşıyoruz.
Okurlardan "çete hadiseleri" ile ilgili olarak gelen tepkiler, Sabah'ın haberciliği ile ilgili bir hoşnutsuzluk içermiyor, ama "çıtayı yükseltin" çağrıları da var.
İlhan Yalçıner, "her kim bu düzeni bozmaya yeltendiyse sağcı solcu İslamcı milliyetçi ayırmadan üzerine gidin, gidin ki kötü günler yaşamayalım" diyor.
Siyasetin bir gerilim filmi halini alması (geçenlerde bir yazar son durumu Agatha Christie'nin "Şark Ekspresi" romanına benzetiyordu) gazeteci açısından tam bir fırsat kapısıdır, iyi yapma zamanı gelmiştir, ama tuzakları sevenler de böyle zamanlarda hemen ortalığa dökülür.
Gördüğünüz gibi şu sıralarda gazetecilerde ortalığa bozuk para gibi saçılan bilgi ve belgelerin bolluğu karşısında kuşkuculuk var.
Çünkü, 1990'larda siyasetle, ekonomiyle (örneğin yolsuzluklar) ilgili habercilikte "yanıltıcı haberlere acaba alet mi ediliyoruz, dezenformasyon oyununa mı geliyoruz? Kim bizi kullanıyor?" diye sormayı pek düşünmeden zihinsel iklimin kimyasını iyice bozmuş olanlar bile, mesleki reflekslerine geri döndüler.
Bu, iyi haber. Herkes öyle kalırsa... Okurlar adına şu temennide bulunalım o zaman: Ortada hukuk düzenine aykırılık, anayasaya şiddet yoluyla tehdit, totaliter rejim hevesleri varsa, gazeteciler, "tek bir ses" olarak, "bunu benim sağcım yapıyorsa iyidir, askerim destekliyorsa doğrudur, İslamistim arkasındaysa haklıdır" demeden işini dürüstçe yapmalı, demokrasinin yanında yer almalıdır.

Altyazılı
ayna
Gazeteci, bu kadarını yapabilir. "Siyasi misyon", başka bir meslektir. Biz sadece okura altyazılı ve dipnotlu bir ayna gösterebiliriz. Demokrasiye ve istikrara tehdit gibi görünen tüm gelişmelerin, hak ettiği biçimde, gündemin üst sırasında izlenmesi gerekiyor.
Genel Yayın Yönetmeni Fatih Altaylı, geçenlerde, "cesaret içinde yürüyoruz, haberlerin doğruluğundan emin olduğumuz ölçüde, kimleri rahatsız edeceğine bakmadan her haberi vermeye devam edeceğiz" diyordu.
Bu bakış doğru: Çünkü okura karşı esas sorumluluğumuz bu.
Bağımsız gözle baktığımda, yorumlar açısından övgüye layık bulmakla birlikte, ön sayfanın önceliklerinde, bu önemli gelişmelerin veriliş tarzını biraz fazla "esnek" buluyorum.
Oysa bu gelişmeler fazla "esneklik alanı" bırakmayacak kadar güçlü. "Bakışı sabitlemek" ; şaka gibi görünmeyen şu "iktidar savaşı"nı perde arkasıyla, cömertçe okura anlatmaya devam etmemiz gerek. Zararlarını bir daha yaşamamak ve yaşatmamak için...

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 'Çernobil' paniği?   / 29-05-2006
 Berke'nin öyküsü ve reklam gölgesi   / 22-05-2006
 Her yerde okur var   / 15-05-2006
 'Mağduriyet' sorusu   / 08-05-2006
 Promil yanlışlığı   / 01-05-2006
 'Özel hayat' sınırı   / 24-04-2006
 Doğrudan iletişim   / 17-04-2006
 Terör ve hassasiyet   / 10-04-2006
 Gereksiz ayrıntı   / 03-04-2006
 Keyfi uygulama...   / 27-03-2006
YAVUZ BAYDAR
Görüş mesafesi
Merkez üssü Ankara olan son "çete...
ÜLKÜ TAMER
Edebiyatta "şu çılgın insanlar"
Turgut...
Sesli de sessiz de 2008'deyiz
Sesli de sessiz de 2008'deyiz
Terim, "Elemelerde seyircili oynamamız gerektiğini savunup her...
Hem ders hem son olsun
Hem ders hem son olsun
Milli Takım, hazırlık kampındaki son maçında dünya sıralamasında...
Bayramlığım da kefenim de yanımda
Suikast ihbarı haberlerine rağmen Şırnak'a giden Erdoğan,...
İlk kez DTP'li bir başkan AK Parti Kongresi'ne katıldı
Başbakan Tayyip Erdoğan'ın Şırnak ziyareti, sadece 3 saat sürdü.
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Pazar Sabah | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Künye | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu