| |
|
|
Ercan Arıklı ile bir gece..
Karşımda duran resimden gözlerimi ayıramadım uzun zaman.. Nasıl içten gülen gözler.. Nasıl hayat dolu, umut dolu, yaşam dolu bakış.. "Bu adam ölür mü" dedim kendi kendime, defalarca.. "Bu adam ölür mü?.. Bu adama ölüm yakışmıyor ki!.." Sonra etrafa baktım.. Yeşilköy Balıkçısı burası.. Hasan'ın hemen arkası.. Hasan, benim İstanbul'da balık yemeğe başladığım yerlerden.. Ercan zorla peşine takardı beni, cumartesi öğleleri.. Bir dost gurubu vardı, onlarla.. Öyle bir keyif içinde geçerdi ki yemek, balığın tadını almaya başladım yavaş yavaş.. Hele de tereyağında o minik karideslerin.. Yeşilköy Balıkçısı'nı Gelişimci arkadaşlar doldurmuş.. 80'li yıllarda omuz omuza çalıştığım, çoğunu aylar, yıllardır görmediğim dostlar.. Hepsi başka başka yerlerde şimdi.. Ama hepsi Gelişimci.. Hepsi Gelişim okulundan.. Bu ruhu kaybetmedik hiç.. Nereye gidersek gidelim içimizde bir parça hep "Gelişim" kaldı.. Ercan kaldı.. Evet.. Evet.. Ercan kaldı, içimizde.. Hepimizde bir parça Ercan var.. Hepimiz bir parça Ercan'ız.. O gece, orada onlarca Ercan var.. Etrafım Ercan dolu.. Ercan yaşıyor işte.. Ölümün yakışmadığı adam, bizlerde yaşıyor!..
Kurthan, Fatih, Mehmet yoktu. Üzüldüm.. Kurthan'ı Yasemin unutmuş. Fatih ve Mehmet gelememişler.. İki elleri kanda olsa gelmeliydiler oysa.. Benim canavar Gelişim Spor takımından sadece Sotiri vardı, hepsine haber verildiği halde.. Daha çok üzüldüm. Demek sandığım kadar canavar değillermiş. Nevzat, Ercan başta kaybettiğimiz Gelişimcileri saydı.. Osman'ı saymadı.. Ankara'dan gelmiş yalnız Hıncal'a ilk dostluk elini uzatan, hafta sonları beni Veliefendi'ye götürüp eğlendiren Osman kardeşimi.. Osman, Osmanlar, unutulmamalı..
Ölümünden sadece birkaç gün önce.. Hillside Fethiye'de birlikte tatil yaptık.. Ne iyi yapmışız.. Dönüş yolunda konuşuyoruz. "Hayatımda hâlâ pişmanlık duyduğum bir hata yaptım" dedi.. "En büyük yanlışımdır.." Baktım.. Anlattı.. "Gelişim'le ilgili önüme rakamlar koydular.. 'Kurtuluş yok, batıyoruz' dediler.. 'Şimdi müşteri hazır, hemen sat. Hem sen kurtulursun, hem de bunca insan işsiz kalmaz' dediler.. Öyle bir panik havası yarattılar ki, soğukkanlı düşünemedim.. Oysa bugün gayet iyi biliyorum ki, biraz sıkıntıya girerdik ama Gelişim'i kurtarırdık.. Ve de bugün Gelişim en az 40 dergi ile, Türkiye'yi çok aşar, Avrupa'nın sayılı yayıncılık guruplarından biri olurdu. Öyle bir ekiptik biz.." Hâlâ öyle bir ekibiz be Ercan.. Hala öyle bir ekibiz.. Gelişim yok belki, ama tüm Gelişimciler duruyor.. Gelişim ruhu yaşıyor!.. Seni ve Gelişim'i yaşatıyor..
Bu güzel, bu anlamlı, bu buruk, bu Ercan'a yukardan " Sersemler, hem benim adıma toplanıyor, hem de hüzünlü duruyorsunuz.. Eğlenin bebeklerim" dedirten geceyi düzenleyen Derya ve Nevzat'a ve de tüm katılanlara, teşekkürler!.. Artık her sene 1 Haziran Gelişim günü olmuş. Her 1 Haziran'da toplanacakmışız.
|