Laiklik tartışması güveni sarstı, piyasa yara aldı
TÜSİAD YİK toplantısından hükümete laiklik uyarısı çıktı. Din referanslı tartışmaların güven kaybına neden olduğu belirtildi.
Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği'nin (TÜSİAD) Yüksek İstişare Konseyi (YİK) toplantısına laiklik uyarısı damgasını vurdu. YİK Başkanı Mustafa Koç ve Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Sabancı konuşmalarında "laikliğin tartışmaya açılmasının verdiği zararlara" dikkat çekti. YİK Başkanı Mustafa Koç "yersiz ve zamansız biçimde ortaya çıkan dini referanslı tartışmalara, laiklik ekseninden sapma izlenimi uyandıracak girişimlere yer verilmemelidir" derken Ömer Sabancı "Laiklik ekseninde cepheleşmeye yol açacağı ayan beyan belli konularda Türkiye'nin gündemi
dolduruldu" diye konuştu. Aynı konuşmalarda AB sürecindeki yavaşlama ve Merkez Bankası Başkanı seçimi sürecindeki yanlışlara laiklik tartışmasının eklendiği belirtilirken bu nedenle dış piyasalarda risk algılamasının arttığı kaydedildi. Global mali piyasalardaki dalgalanmadan en çok Türkiye'nin etkilenmesinin ardında bu güven kaybının olduğu bildirildi. Konuşmalarda şu başlıklar dikkat çekti:
* Olumlu beklentileri olumsuza çevirebilecek en önemli faktör siyasi istikrarsızlık. Hükümetin, AB idealinin gerçekleştirilmesi konusunda eskisi kadar kararlılık sergilememesi, bu konudaki samimiyetinin sorgulanmasına neden oluyor.
* Değişiklikleri kağıt üzerinde yapıp, uygulamayı kendi haline bırakıp, değişim konusundaki samimiyetimiz sorgulandığında tepki gösteremeyiz.
* Gelişmeler sözlerimizin arkasında yatan örtük endişeleri haklı çıkardı. Bu yıl başında reform sürecinde gözlediğimiz yavaşlama ve özellikle AB ile ilgili konuların hükümetin gündeminden çıkmaya başladığı görüntüsü, ilk işaretlerdi. Bunlara her zaman korktuğumuz, laiklikle ilişkilendirilebilecek, dini eksenli muhtelif tartışma konuları eklendi.
* Merkez Bankası başkanının seçimi sürecindeki tartışma bugüne kadar tesis edilmiş güven açısından dış piyasalarda bir kırılma noktası yarattı. 23 Nisan'da başlayan laiklik tartışmaları ise siyasi istikrarın korunabilirliği ile ilgili tedirginlikleri artırdı.
* Siyasetin zirvesinde, çatışma görüntüsü yaratacak her türlü gündemden uzak durulması ve Türkiye'nin bölgede örnek gösterilen bir ülke olarak kalabilmesi için laik demokratik çizgiden taviz verilmeyeceği gösterilmeli.
* Yapılan her eleştiri hükümete karşı düzenlenmiş bir komplo olarak görüldü. Bizden olanlar ve olmayanlar çizgisi, her gün biraz daha derinleştirildi. Yıpranan ve yıpratan isimleri hangi kademede olursa olsun görevden uzaklaştırma yerine, onları her şeye rağmen koruma yoluna gidildi. Son üç yıldır yükselen itibarı, yavaş yavaş erozyona uğramaya başlandı.