Esma Hanım ve Defne
Türkiye'nin AB'nin en önemli programlarından "Daphne" (Defne) ile ilgilenmemesinin nedenini AK Parti'nin, belediyelerin dini yayınlarına tepkisi sayesinde anlayabildik. Partili belediyelerin o yayınlarında ne deniyordu? "Kadın erkekle tokalaşmaz. Çok yakınları dışındakilere elini öptürmez." "Evliliklerde alt yaş sınırı kızlarda 9, erkeklerde 12'dir." (İran'da da öyle.) "Erkeğin aynı anda 4 kadınla evlenmesi mümkündür." "Kadın, bedeninde iz bırakmayacak biçimde dövülebilir." "Ancak iki kadının şahitliği bir erkeğin şehadetine denk olabilir." Peki, iktidar partisinin en yetkilileri bu görüşlere ne tepki verdi? Başbakan Erdoğan, "Hiçbir AK Partili kendisine giydirilmek istenen o farklı gömleklere giremez, girmemeli" diye konuştu. AK Parti'nin yerel yönetimlerden sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Nihat Ergün, belediye başkanlarına uyarılarında, "Din içerikli program ve neşriyat sizin işiniz değil. Siz fetva vermeyin, Diyanet'e bırakın" dedi. Yani işin ulemaya havale edilmesini istedi. Bu tepkilerin hangisinde kınama var, açıkça karşı çıkmak var? Hangisinde "Bu çağda böyle anlayış olur mu" öfkesi var? Hangisinde "Kadın dövmek ilkelliktir", "Kızları 9 yaşında evlendirmek vicdansızlıktır", "Kadını ikinci sınıf yaratık görmek çağdışılıktır", "4 kadınla evlilik toplumsal utançtır" gibi tavır koyan, iktidar partisinin çizgisini hiçbir kuşkuya yer bırakmayacak kararlılıkla kamuoyuna ilan eden bir yaklaşım var?
Parmaklar kimden yana? Eşini dövmekle suçlanan Konya Milletvekili Halil Ürün şimdi, "Ben ulemanın öğütlerine göre davrandım" dese ne olacak? Çünkü "Kadının iz bırakmadan dövülebileceğini" söyleyen Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'nden Prof. Hamdi Döndüren. Çünkü Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Ürün'ün dokunulmazlığının kaldırılması talebiyle Adalet Bakanlığı'na gönderdiği fezlekede, Esma Hanım'ın "Basit bir tıbbi müdahaleyle giderilebilecek ölçüde hafif şekilde yaralandığını" belirtiyor. Yani Halil Bey'in sol kaşına indirdiği yumruk iz bırakmayacak! Peki şimdi Ürün'ün dokunulmazlığının kaldırılması talebi ilgili komisyona, ardından -çok zayıf olasılıkla- Meclis'e geldiğinde iktidar milletvekilleri ne yönde parmak kaldıracaklar? Ulemadan yana mı, Türk Ceza Yasası'ndan yana mı? Ürün çiftinin olayını "Aile içi mesele" mi görecekler, yoksa toplumsal sorun mu? On gün sonra Türkiye'yle müzakereleri fiilen açacak AB'ye göre, aile içi şiddet sadece karıkocayı değil, tüm toplumu ilgilendiren bir sorun. O nedenle, bu utançla mücadele için özel program hazırladı. Adı: "Daphne". Kadınlara ve çocuklara yönelik şiddeti önlemeyi amaçlayan, yerel yönetimlerin ve sivil toplum örgütlerinin bu alandaki projelerine finansman desteği sağlayan 50 milyon avro bütçeli program, AB'nin 25 üyesinin yanı sıra aday ülkelere de açık. Ama Türkiye bu programa ilgi duymadı ve katılmadı. Hem de Avrupa Parlamentosu'nun geçen yıl kabul ettiği "Türkiye'de kadın hakları raporu"nda açıkça çağrı yapılmasına rağmen. Ah, unutmadan; AB yine de projesini ikna edici ve yararlı bulduğu sivil toplum örgütlerine desteğini esirgemiyor. Esma Hanım'ın yerine olsak, yaşadıklarının ışığında aile içi şiddetle mücadele için proje hazırlar, kadın hakları örgütlerinden birinin yardımıyla AB'ye başvururduk. Hiç bir işe yaramasa, en azından "Kendisiyle aynı durumda olduklarını" söylediği 60 milletvekili eşine bir umut ışığı yakardı...
|