Rusya ile ortaklık tazeleme
MOSKOVA.
Washington'ın, Rusya'nın, bölgede enerji tekeli oluşturmasından duyduğu rahatsızlığı Ankara da hissediyor mu? Rusya Federasyonu Dışişleri Bakanı Sergei Lavrov'un yarın Ankara'ya, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in de haziranda Moskova'ya yapacağı gezilerin hazırlıkları böyle bir hissin olmadığını gösteriyor. İlişkilerin süratini kesmek bir yana, daha sıkı işbirliğinin yollarını açacak yöntemler aranıyor. Rusya Devlet Başkanı Putin'in Ankara ziyareti ile altına imza konulan, "Ortaklık Belgesi"nde var olanların ilerisine geçilmesi, hatta yeni bir "Ortaklık Belgesi" nin altına imza konması hedefleniyor. Aynı çaba Moskova yönetiminde de seziliyor. Bütün bunların nedeni, son 15 yılda ilişkilerin iki ülke yöneticilerinin öngörmediği bir hızla gelişmesi. Örneğin, tahmin edilemeyen bir şekilde Türkiye'ye her yıl 2 milyona yakın Rus turistin akın etmesi... Veya Türk işadamlarının bavul ticaretiyle başlayıp, müteahhitlik hizmetleriyle tepeye tırmanan ve bugün de büyük sermayeli şirket evliliklerine geçiş yapması.
İşgücü mücadelesi Türk-Rus İşadamları Başkanı Ali İhsan Ahıskalı'ya göre gelinen nokta Türkiye'nin yararına gelişmelere gebe. Bunların başında da, Türkiye'de her geçen gün sayısı artan işsizlerin, Rusya'da istihdamı geliyor. Ahıskalı'ya göre bir süre sonra AB ile Rusya arasında Türk işgücü dolayısıyla bir mücadele yaşanırsa buna şaşmamak gerekir. Ahıskalı tezini şöyle gerekçelendiriyor: "AB ülkelerinde nüfus yaşlanıyor, çalışan genç nüfusa ihtiyacı var. Aynı durum Rusya için de geçerli. Her yıl nüfus 700 bin kişi azalıyor. Ayrıca Rusya gelişmesi dolayısıyla yeni işgücüne de ihtiyaç duyuyor..." Ahıskalı, "coğrafyaya en yakın kaynak olması dolayısıyla AB ve Rusya'nın Türkiye'den istihdama yöneleceği" görüşünde. Batının kuralcı ve lüks yapısı dikkate alındığında, Türk işgücünün yönelimi açısından Rusya daha cazip bir ülke gözüküyor. Ancak bunun 1960'larda Almanya'ya gerçekleşen işgücü ihracına benzeyeceği düşünülmemeli. Türkiye, batının Rusya'ya sermaye ihracı konusunda çekingen davranmasına neden olan riskleri de üzerine alabilmeli. On yıl sonrasını düşünerek işgücü ve sermaye ihracını birlikte gerçekleştirmeli. Nitekim bunun ilk işaretleri de geliyor. Bugüne kadar 3 milyar dolarlık müteahhitlik yatırımı yapmış olan Türk işadamları son dönemde Rusya'dan 2.2 milyar dolarlık daha yeni iş alıyor. Rusya'da çalışan Türk işçi sayısı 40 bin, firma sayısı ise 400'e ulaşmış bulunuyor.
Türkçe öğrenen Ruslar Türk işadamlarının Rusya'daki yatırımları ve turist sayısındaki artış beraberinde ilginç bir gelişmeyi de getiriyor. Son yıllarda Türkçe öğrenmek için kurslara başvuran Rusların sayısında patlama yaşanıyor. Birçok üniversite Türk dili ve kültür merkezi kuruyor, Türkçe kurslar açıyor. Sokakta Türk olduğunuzu öğrenen bir Rus'un, öğrendiği birkaç kelime Türkçe'yi size söylemek için çaba göstermesi de ilgiyi göstermeye yetiyor. Bu gelişmelerden yola çıkarak Türkiye'nin, Rusya'nın bölgede enerji tekeli olmasına göz yuman bir tavır geliştirmesi gerektiği anlamı da çıkarılmasın. Zaten Moskova'da da bu yönde beklenti yok. Ancak, Avrupa'ya enerji ihracında terminal olmak için yıllarca harcadığı emeği Türkiye'nin bir anda heba etmesini de kimse beklemesin. Bütün bu gelişmeler çerçevesinde, bölgenin iki başat ülkesi arasındaki "ortaklık" ilişkisinin daha ileri taşınması kaçınılmaz. Zaten "Ortaklık Belgesi" nin daha ileri noktaya götürülmesi için harcanan efor da bunu gösteriyor.
|