kapat
   
SABAH Gazetesi
 
   News in English
   Son Dakika
  » Yazarlar
   Günün İçinden
   Ekonomi
   Gündem
   Siyaset
   Dünya
   Spor
   Hava Durumu
   Sarı Sayfalar
   Ana Sayfa
   Dosyalar
   Teknoloji
   Emlak
   Otomobil
   Detaylı Arama
   Arşiv
   Etkinlikler
   Günaydın
   Televizyon
   Astroloji
   Magazin
   Sağlık
   Kültür Sanat
   Turizm Rehberi
   Cuma
   Cumartesi
   Pazar Sabah
   İşte İnsan
   Sinema
   20. YILA ÖZEL
   Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Mehmet Altan @ SABAH
 

Dayı

Cezayir kentinin Osmanlı'dan kalan bölgesini gezerken pek de duymadığım bir lakapla tanışıyorum: 'Dayı...'

***

Cezayir tarihini okurken de 'dayı' karşıma çıkıyor: "Yönetim önce 'ağa' denilen askeri komutanların, sonra da dayıların eline geçti. 18. yüzyılda dayılar, eski eyalet yönetiminden geriye kalan merkezi yapının başına geçtiler."

***

Cezayir limanına nazır 'Osmanlı Bölgesi'ndeki yapılardan biri de 'dayının evi...' Sağa sola sorarak 'dayı' konusunda öğrendiklerim de bir cümleyi geçmiyor. Söylenen şu: "Beylerbeyine bunlar dayı diyor..."

***

Türkiye'ye gelinceye kadar 'dayı'yı uykuya yatırıyorum... O sırada bana da biri sorsa benim de söyleyeceğim şey aynı: "Bunlar beylerbeyine dayı diyor..."

***

Daha sonra 'dayı' hakkında yaptığım küçük bir araştırma sadece Osmanlı'daki örgütlenme biçimleri hakkında değil, Cezayir ile ilişkiler hakkında da bilgi veriyordu: "16-19. yüzyıllar arasında Osmanlı eyaletlerinde Garp Ocakları'nda (Cezayir, Tunus ve Trablusgarp) seçimle işbaşına gelen asker ya da denizci kökenli yöneticilere verilen ûnvan. Dayılık ilk olarak, Garp Ocakları'nın oluşturulmasından kısa bir süre sonra, 1591'de Tunus'ta ortaya çıktı. Bir ayaklanma sonucunda bölgede yönetimi fiilen ele geçiren Yeniçerilerin bölük amirlerine bu ûnvan verildi. Aynı yıl Kerrase adı verilen paşa divanından ayrı bir de Divan- ı Guzat oluşturuldu. Yeniçeri ağası ile birlikte dayılar da bu divanın üyesiydiler. Dayılar divanda aralarından birini yönetimin ve askeri gücün temsilcisi olarak seçerlerdi. Seçilen dayı, hukuken beylerbeyinden sonra gelmesine karşın, fiilen eyaletin yöneticisiydi. Dayılık Trablusgarp'ta 1603'te, Cezayir'deyse gene bir dizi ayaklanma sonucunda 1689'da başladı. Tunus'ta etkisini yitirerek 1705'te yerini yerel beylerbeyine bırakırken, Cezayir'de 1830'a, Trablusgarp'ta da 1835'e değin sürdü. Yönetimi askeri güce dayanarak ellerinde tutan dayılar, bölgelerinde mutlak bir otoriteyi temsil ederlerdi. Osmanlı yönetimiyle açıkça ters düştükleri zamanlar ise sert yaptırımlarla karşılaşırlardı. Örneğin, 1689-1830 arasında başa geçen 30 Cezayir dayısından 14'ü Osmanlı yönetimince idam edilmiştir. Biçimsel olarak Osmanlı Devleti'ne bağlı olan dayılar atadıkları 'nazır' aracılığıyla merkeze danışmadan diplomatik ilişkiler kurar, elçi kabul ederlerdi. Dayılar, yeniçerilerin ulufelerinden ve limanlarda yerel beylerden pay alırlardı. Yerli ve yabancı tüccarlarla ortaklık kurarlardı. Yaşamları sıkı kurallara bağlıydı; perşembe ve cuma günleri dışında özel konutlara gidemezlerdi."

***

Akdeniz'e oldum bittim vurgunum. Cezayir'i de ilk kez gördüm. Aklımdaki ve gönlümdeki Cezayir ile bulduğum arasındaki farkları yazayım istiyordum. Ama olmadı... Osmanlı Bölgesi'ndeki 'dayı'nın evini gezmeseydik belki olabilirdi... Ama evini gezdiğim kişiyi tanımak istedim... Kimdi bu 'dayı...' Artık biliyorum...

***

Galiba bizim argodaki 'dayılanma' lafı da bu başkaldıran yeniçerilerden gelmekte... Neyse... Cezayir'i bir kez de 'dayısız' yazmak isterim... Sanırım o yazı, güzel ama depresif bir kadını anlatmak gibi olacak biraz.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Çukurova'da   / 21-05-2006
 Ceviz ağaçları   / 14-05-2006
 Gayrettepe hırsızı   / 07-05-2006
 Seks kokanı mı?   / 30-04-2006
 Direksiyon Binası   / 23-04-2006
 Paris ihtiyarlıyor mu?   / 16-04-2006
 Yeni bir buluş...   / 09-04-2006
 Burada yatan fani güneş tutulmasını görmüştür   / 02-04-2006
 Su, su, su...   / 26-03-2006
 Küresel vicdan ya da çocuklar neden ölür?   / 19-03-2006
    Pazar Sabah Yazarlar
  » Güncel
    Hobi
    Röportaj
    Gurme
    İyi Yaşa
BALÇİÇEK PAMİR
'En âşığım diyen erkeği getir, beş dakika sürer onu baştan...
MEHMET ALTAN
Dayı
Cezayir kentinin Osmanlı'dan kalan bölgesini...
ÖNCEL ÖZİÇER
Siz hangi zamandasınız?
"Zamanlar vardır her şeyin...
REFİK DURBAŞ
Yesemek'e sır dolu yolculuk
Tahtaköprü Barajı'ndan gelen...
KAZIM KANAT
Köydeki sünnet düğününde dört çocuklu Amerikalı...
ERDAL ŞAFAK
Kıyamet habercisi
Geçen yıl bu zamanlar onu Tahranlılar...
Okyanustaki 'çılgın Türkler'
Okyanustaki 'çılgın Türkler'
Milenyumun en büyük yolcu gemilerinden olan Voyager of the Seas küçük...
Plajda korunmak yetmez
Plajda korunmak yetmez
Yaz geldi, güneşin ışıkları tenimize bir yandan sağlık ve güzellik...
Tavuklarımıza lezzet geldi
Bir süre önce "Tavuğumu istiyorum," diye isyan etmiştim. Şimdi de bir müjde...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.