kapat
   
SABAH Gazetesi
 
   News in English
   Son Dakika
  » Yazarlar
   Günün İçinden
   Ekonomi
   Gündem
   Siyaset
   Dünya
   Spor
   Hava Durumu
   Sarı Sayfalar
   Ana Sayfa
   Dosyalar
   Teknoloji
   Emlak
   Otomobil
   Detaylı Arama
   Arşiv
   Etkinlikler
   Günaydın
   Televizyon
   Astroloji
   Magazin
   Sağlık
   Kültür Sanat
   Turizm Rehberi
   Cuma
   Cumartesi
   Pazar Sabah
   İşte İnsan
   Sinema
   20. YILA ÖZEL
   Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Mehmet Altan @ SABAH
 

Yeni bir buluş...

Yarım asırdır köfte ve iskender kebabından tanıdığımız Han Restoran'ın mönüsünü yerel tatlarla zenginleştiren yeni yerinde yemek yerken, Şadan, elektrik ve ısı konusundaki teknolojik gelişmelerle ilgilenip ilgilenmeyeceğimi sordu... Teknolojiyi, insanın doğa üzerindeki egemenliğini pekiştirmek olarak algıladığım için her yeni adım beni keyiflendiriyor... Bunları sorarken, meğer beni Düsseldorf'a davet edecekmiş...

* * *

Almanya'nın birçok kentini bilirim... Yeni mimarinin albenili bir laboratuarı haline gelen muhteşem Berlin... Liman kentinin esrik dumanını tüttüren Hamburg... Katedrali her yanını örten Köln.... Düsseldorf ise bana Berlin kadar atak olmayan bir eski zarafeti sergilermiş gibi geldi... Kenti sevdim...

* * *

Aslında Almanya'da birçok Almanya var... Ren Kapitalizmi'ni barındıran Almanya... Bavyera gibi dönüşmeye başlayan tarımsal Almanya... Hamburg gibi Kuzey denizlerinin Almanyası... Bir diğer özellik de, Almanya'nın "komünal kapitalizminin kalesi" olmasıydı... Şimdilerde hem Almanya tek Almanya'ya dönüşüyor hem de dayanışmacı "komünal kapitalizm" den Anglosakson tipi bireysel kapitalizme geçiyor... Tabii bunu yaparken de epey zorlanıyor...

* * *

D ü s s e l - dorf'da eski kenti yudumlasak da, teknolojik yeniliğin adresi, Köln'e yakın Vaillant Grup'un fabrikalarıydı... Doğalgazın içindeki hidrojeni arındırarak elde edilen enerjiyi ısınma ve elektrik olarak kullanan yeni buluşun tanıtıldığı fabrika ilgimi çekti... Vaillant Grup, 46 ülkede faaliyet gösteren küresel bir şirket ama üretimi çok modern bir artizanal anlayışa dayanıyor... Dünyaya sattıkları ürünleri sadece Almanya'da, bunu uzman kol gücüne dayalı olarak üretiyorlar... Yaşama ayak uyduran ileri bir aile şirketi...

* * *

Hidrojenden ısı ve elektrik elde eden sisteme "yakıt hücresi teknolojisi" deniyor... Hidrojenle işleyen araba anlayışı burada da etkin... Vaillant'ın keşfi beş yüze yakın apartmanda denenmiş ama daha piyasaya çıkmamış... Maliyetleri düşürmeye uğraşıyorlar... Ticarileşince, bu buluş sayesinde doğalgazla hem ısınma hem elektrik sağlanacak. Her apartman bir elektrik santraline dönüşecek. Türkiye gibi henüz elektrik enerjisini piyasaya bırakmayan bir ülkede, "oto elektrik üretimi" hoşuma gitti... Zeolit adlı bir elementle de gene Almanya'da tanıştım... Zeolit kendi başına ısı üretme kabiliyetine sahip... Nitekim elinize bir avuç alıp, üzerine azıcık su döktünüz mü, cehennemin içine elinizi sokmuş gibi oluyorsunuz... Bu maddeyi kullanarak, çevre dostu bir ısı sistemi oluşturulmuş... Bu "zeolit ısı pompası" da henüz ticarileşmemiş... Bunların hayatımıza girmesi için üç-beş yıla ihtiyaç varmış...

* * *

Bu grubun Türkiye şubelerinin, başta Çin olmak üzere bir çok ülkeye "hizmet teknolojisi" yaydığını da öğrendim bu arada. Vaillant Grup mallarının baştan sona ve sürekli bakımını garanti eden anlayış bir tek Türkiye'de varmış... Diğer ülkeler sadece ürün satıyor, peşini kovalamıyormuş... Türkiye ise merkezin ağır muhalefetine rağmen farklı bir strateji izleyerek ürünün tesisinden doğal ömrünün sonuna kadar tüm süreci sahiplenmiş... Bu, daha sonra yaygınlaşarak benimsenmiş, yeni pazarlara Türkiye'deki sistemin taşınması kararlaştırılmış...

* * *

Ozon tabakasının delinmesi, sera etkisi, Kyoto Sözleşmesi, klora flora karbon gibi epeydir duyduğum ürkütücü gelişmeler karşısında, insanın da boş durmadığını, yeni adımlar atmakla meşgul olduğunu görmek umut verici... Umarım doğanın bize bahşettiğini çok hoyrat kullanmanın cezasını bu adımlar sayesinde ağır ödemekten kurtuluruz... O güzelim yeşillikler, akarsular, ormanlar, denizler bizim olmaya devam eder. Mehmet Altan kanatlı karınca

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Çukurova'da   / 21-05-2006
 Ceviz ağaçları   / 14-05-2006
 Gayrettepe hırsızı   / 07-05-2006
 Seks kokanı mı?   / 30-04-2006
 Direksiyon Binası   / 23-04-2006
 Paris ihtiyarlıyor mu?   / 16-04-2006
 Yeni bir buluş...   / 09-04-2006
 Burada yatan fani güneş tutulmasını görmüştür   / 02-04-2006
 Su, su, su...   / 26-03-2006
 Küresel vicdan ya da çocuklar neden ölür?   / 19-03-2006
    Pazar Sabah Yazarlar
  » Güncel
    Hobi
    Röportaj
    Gurme
    İyi Yaşa
BALÇİÇEK PAMİR
'En âşığım diyen erkeği getir, beş dakika sürer onu baştan...
MEHMET ALTAN
Dayı
Cezayir kentinin Osmanlı'dan kalan bölgesini...
ÖNCEL ÖZİÇER
Siz hangi zamandasınız?
"Zamanlar vardır her şeyin...
REFİK DURBAŞ
Yesemek'e sır dolu yolculuk
Tahtaköprü Barajı'ndan gelen...
KAZIM KANAT
Köydeki sünnet düğününde dört çocuklu Amerikalı...
ERDAL ŞAFAK
Kıyamet habercisi
Geçen yıl bu zamanlar onu Tahranlılar...
Okyanustaki 'çılgın Türkler'
Okyanustaki 'çılgın Türkler'
Milenyumun en büyük yolcu gemilerinden olan Voyager of the Seas küçük...
Plajda korunmak yetmez
Plajda korunmak yetmez
Yaz geldi, güneşin ışıkları tenimize bir yandan sağlık ve güzellik...
Tavuklarımıza lezzet geldi
Bir süre önce "Tavuğumu istiyorum," diye isyan etmiştim. Şimdi de bir müjde...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.