|
|
Gündem hassas, lütfen dikkat!..
BEYAZ Gelincik'te gazetecinin katili, olay yerinden kaçarken saatini düşürüyor. Polis, delili inceliyor. Sonucu ise Ceren, Ömer'e şöyle açıklıyor: "Polis, saatin sahibini bulamamış ama üretildiği firmayı bulmuş." Yahu saatin üretildiği firma zaten akrep ile yelkovanın oralarda bir yerlerde yazar. Bunun için polis araştırmasına gerek var mı? Bu olay, CNBCe'nin müthiş dizisi CSI: New York'ta olsa saatin kayışında kalan tüyü inceleyip, başka delillerin de izini sürerek adamı çoktan bulmuşlardı bile... Halbuki son dönemde bizim polisimizin kriminal araştırma teknolojisi de ABD'deki meslektaşlarını aratmayacak düzeye erişti. Beyaz Gelincik'çiler "Sahibini bulamamışlar ama saatin firmasını bulmuşlar" diyerek, farkında olmadan polisimize biraz ayıp ettiler. Bir zamanlar polisin araştırmasını, soruşturmasını yetersiz bulan gazetelerin attığı manşetler gibi: "Katilin eşkali ele geçirildi!" Ayrıca, Beyaz Gelincik'te depoların kundaklandığı bölümde de polis günlerce araştırma yapıp bir sonuca ulaşamamış, Ceren'in ceketinin dalda asılı kalan parçasını ise çiftliğin kahyası bulmuştu. Bunun yanı sıra, eğer yanlış hatırlamıyorsam, savcı, Ömer'i makamına çağırtacağına, fabrikadaki ofisine gelip, ifadesini almıştı. Eminim ki bunların hiçbirinde kasıt yoktu. Ama önemsenmeyen küçük detaylar bazen mide bulandırıcı olabiliyor. Sinekler gibi... Diğer yandan Show TV'deki "Acı Hayat" ta tutuklanan Kosovalı Mehmet, cezaevinde avukatıyla konuşurken, Türk adalet sistemini yerden yere vuran ağır cümleler kullandı. Hukuk yolları dururken, kendi adaletlerini uygulamaya niyetlenenleri vazgeçirmeye çabaladığımız, sağduyu çağrısı yapmak için gırtlağımızı paraladığımız şu günlerde Mehmet'in burada tekrarlamak istemediğim sözleri son derece "riskli" idi.
|