Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, ''Büyüyen dış açık, finanse edilse, finansman kalitesi iyileşse bile ciddi bir risktir'' dedi.
TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi (ETÜ) Spor Salonu'nda yapılan TOBB'un 61.olağan seçimsiz genel kurulunda konuşan Hisarcıklıoğlu, Turgut Özal döneminde başlatılan reform sürecinin devam ettirilememesinden yakınırken, o zaman başlanılan işin tamamlanmadığını, günü kurtarmanın, gelecekten daha önemli olduğu düşüncesinin ön plana çıkarak, yapılan politik çekişmelerle büyük bir hata yapıldığını anlattı.
Makro dengelerin düzelmeden reel sektörün sorunlarının çözülemeyeceğini bildiklerini ve şimdi yapılması gerekenin rehavete kapılmadan, reform sürecini devam ettirmek ve reel sektörün rekabet gücünü artırıcı tedbirler almak olduğuna işaret eden Hisarcıklıoğlu, şunları söyledi:
''Şirketlerimize (rekabet edin, markalaşın, ihracat yapın) diyoruz. Aşırı vergi yükleri, yüksek enerji maliyetleri sürdüğü müddetçe bunları nasıl başaracağız. Dünyanın en ağır istihdam yükleri, en katı çalışma mevzuatı hala bizdeyken istihdam artışını nasıl bekleyebiliriz. Yükselen Asya rekabeti karşısında rekabet gücümüzü nasıl koruyacağız. Bu kadar çok sayıda ve karışık mevzuat düzenlemeleri varken nasıl hukuk devleti olacağız. Polisimizin ve adalet sistemimizin elini kolunu bağlayıp insanlarımızın can ve mal güvenliğini nasıl sağlayacağız.''
Konuşmasında dış ticaret açığı konusuna da değinen Hisarcıklıoğlu,ihracatın ithalatı karşılama oranının 2002'de yüzde 85 iken, 2005'te bunun yüzde 77'ye gerilediğini belirterek, ''Büyüyen dış açık finanse edilse, finansman kalitesi iyileşse bile ciddi bir risktir. Açık büyüdükçe dışarıya daha fazla bağımlı hale geliyoruz. Bu nedenle (ortada risk yokmuş, her şey yolundaymış) gibi davranamayız. Böyle bir yaklaşım, ciddi tedbirler almamızı önler'' diye konuştu.
Özellikle bugünkü gibi çoğunlukla kısa vadeli kaynaklarla finanse edilen bir cari işlemler açığının, kısa vadeli yüksek borç anlamına geldiğini hatırlatan Hisarcıklıoğlu, ''Şimdi son yaşanan çalkantılara bir bakın, özellikle de daha ciddi bir gösterge olan faizleri inceleyin, başka ülkelerden daha ağır bir şekilde etkilendiğimizi göreceksiniz'' dedi.
Doğrudan sermaye yatırımlarının artması ve özelleştirme gelirlerinin cari açığın finansmanını sadece bir süre rahatlatacağına vurgu yapan Hisarcıklıoğlu, cari açığı risk unsuru olmaktan çıkarmanın yolunun, Türk sanayisi ve ihracatını, ithalata daha az bağımlı hale getirmek olduğunu bildirdi.
Ekonomide yaşanan aksaklıklara da değinen Hisarcıklıoğlu, oyunun kurallarının belli olması ve keyfi şekilde değiştirilmemesi gerektiğini belirterek, rekabetin, eşit şartlarda yapılması gerektiğini söyledi.
''Artık Ankara'dan destekli iş yapma devri bitmelidir'' diyen Hisarcıklıoğlu, kendilerinin ilişkilerin ön plana çıkmadığı, kuralların esas alındığı, şartların herkese eşit uygulandığı, açık, şeffaf ve hesap verebilir bir yapı istediklerini kaydetti.
''Sosyal Güvenlik Reformu''nun önemi de işaret eden Hisarcıklıoğlu, ''Bu reformu, popülizme kurban etmeyelim'' derken Türk iş aleminin istihdamı cezalandıran değil, ödüllendiren bir çalışma mevzuatının uygulanmasını istediğini anlattı.
Hukuk ve yargı sistemini çağın gereklerine göre yenilenmesi gerektiğini vurgulayan Hisarcıklıoğlu, zira kendilerinin mülkün temelinin, refahtan önce ''adalet'' olduğuna inandıklarını, hızlı ve doğru karar alabilen bir adalet sisteminin toplumun huzurunun teminatı olduğunu söyledi.
BÜROKRATİK MEVZUAT DEVLETİ
Türkiye'nin ''bürokratik bir mevzuat devleti'' olmaktan kurtarılmasını isteyen Hisarcıklıoğlu, Cumhuriyet'in kuruluşundan bu güne kadar 13 bin kanun çıkarıldığını ve halen bunlardan 9 bine yakınının yürürlükte olduğunu belirterek, aynı konuda, farklı kanunlarda birbirine zıt düzenlemeler bulunmasından yakındı.
''Gücünü bu hantal ve hatalı sistemden alan bürokratik zihniyet kendi varlığını korumak için bilerek vergi ve mevzuat yükünü artırmaktadır'' diyen Hisarcıklıoğlu, bunun sonucu olarak ticaretten istihdama, inşaattan ithalata kadar herkesin kayıt dışılığa itildiğini vurguladı. Bir defa kayıt dışına çıkınca da kimsenin kimseden hesap sormasının mümkün olmadığını belirten Hisarcıklıoğlu, ''Hesap veremeyen hesap da soramaz. Hesap soramayan dikkate alamaz'' dedi. BÜROKRATİK ZİHNİYETİN EXCELL TABLOSU
TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu, yaşadıkları sıkıntının temelinde hesap sordurtmayan, kamu idaresi zihniyetinin yer aldığını belirterek, şunları söyledi:
''Bürokratik zihniyet ekonomiyi sadece bilgisayarındaki excell tablosunda hazırladığı formüllerden ve rakamlardan ibaret sayıyor, ne yazık ki insan unsurunu dikkate almıyor. İşte kamu harcamaları, şeffaflıktan uzak, bürokratik perde bu kadar kalın, devlet bu ölçüde ekonominin içinde olduğu sürece yoksulluk da sistemin ayrılmaz parçası olarak kalıyor....Siyasetin görevi önce kuralı koymak, başta kendisi olmak üzere herkesin bu kurala uymasını sağlamak, bu kuralların nasıl değişeceğini de kurala bağlamaktır.
Türkiye-AB ilişkilerinde önemli bir aşamaya gelinmiş, üyelik müzakereleri başlamıştır. Yakaladığımız hız ve azmi bundan sonra da kaybetmemek için gereksiz tartışmalarla vakit harcamamalıyız, popülist ve siyasi tartışmalara boğulup Türkiye'nin geleceği için bu kadar önemli olan bir konuda yavaşlamaya ve hele gerilemeye tahammül edilemez, buna izin verilemez.''
''KUTUPLAŞMA, TÜRKİYE'YE KÖTÜLÜK YAPMAKTIR''
İş adamları olarak neler istediklerini de dile getiren Hisarcıklıoğlu, kendilerini popülizm değil, geleceği, geriye değil ileriye bakmayı istediklerini bildirdi. Büyük bedeller ödeyerek kazandıkları ekonomik istikrardan tekrar geriye dönmek istemediklerini ifade eden Hisarcıklıoğlu, ''İktidarı, muhalefeti ve sivil toplumuyla siyasi ve ekonomik istikrarın hayati öneme haiz olduğunu görmeli, bunun sarsılmasına yol açmaktan özellikle kaçınmalıyız. Politik kutuplaşmaların yol açtığı çatışmalarla zaman kaybetmek, yıldızının parladığı bu anda Türkiye'ye kötülük yapmaktır'' dedi.
Hisarcıklıoğlu, geçmişte bu çatışma kültürünün başta Türkiye olmak üzere herkese kaybettirdiğini belirterek, kavga ve kutuplaşma değil, başlayan dönüşüm sürecinin uzlaşma içinde doğru bir şekilde yönetebilmeye ihtiyaç olduğunu söyledi.
Konuşmasının sonunda ''Biz kendimize, müteşebbis gücümüze güveniyoruz, karşımıza kim çıkarsa çıksın başarılı oluruz, yeter ki hep birlikte duralım. Biz Türkiye ekonomisini modernleştirecek ve güçlendirecek bu dönüşüm sürecinin destekçisiyiz, destekçisi olmaya da devam edeceğiz'' diyen Hisarcıklıoğlu, reformların layıkıyla yapılması ve yapısal dönüşümün tamamlanması halinde kendilerinden sonra ülkeyi emanet edecekleri nesillere tarihi bir başarı öyküsü bırakmış olacaklarını kaydetti.
TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu'nun konuşması, zaman zaman delegelerin alkışlarıyla kesildi.
Genel kurul devam ederken Başbakan ve bakanlara aşçılar tarafından lokma tatlısı ve şerbet dağıtılması dikkati çekti.