|
|
|
|
|
|
|
|
|
Hücum iyi savunma kötü: 3-3
Avrupa Şampiyonası Elemeleri öncesindeki hazırlık turnuvasına Belçika beraberliğiyle başladık. Terim'in takımı, savunmada sorunlar yaşasa da hücum hattıyla umut verdi.
2006 Dünya Kupası rotasını şaşırınca Belçika ve Türkiye istikameti mecburi olarak gençlere ve geleceğe çevirmiş. Dün gece daha 17 yaşındaki yıldızımız Nuri Şahin'in Fatih hocanın öngörü ve direktifleriyle milli takımın liderliğine soyundurulduğunu izledik. Henüz 2. dakikada Tuncay'ın asitsi ve Necati'nin skoru 1-0'a taşıyan golün pozisyonunu Nuri'nin başlatması bir yana, oyun içinde el kol hareketleri, uyarıları bir tek şeyi gösteriyordu: Terim'in saha içindeki beyni, lideri Nuri Şahin Hasan Kabze'nin 27'de attğı güzel golde Tuncay'ın büyük payı, golün ötesinde çok anlam ifade ediyordu. Fatih Terim'in yüzü hücuma dönük 'Türk Ekolü ve Oyun Sistemi'nin sahaya yansıtmaya çalışırken korktuğu zafiyetleri defansta yaşadığını gördük. 2-0'dan40 saniye sonra İbrahim Toraman'ın kendi kalesine attığı ve 43'te Sonck'un ayağından yediğimiz goller şunu gösterdi: Defansın ortasındaki son ikili, Rüştü ile uyumsuz. Oyuncu değişiklikleri Türkiye'nin Belçika'ya göre hücum kalitesinin çok daha iyi olduğu ortaya çıkardı. Bu fark; ikinci yarıda oyuna giren Uğur Boral'ın serbest vuruştan altı pas içine Alexvari ortasında Tuncay tarafından kafa golüyle tescillendi: 3-2. Ancak tecrübeli Goor'un ortasında Hoefkens'in +92'deki golü yabancı olmadığımız anlardan biriydi: 3-3. Doğru adımların atıldığı Milli Takım'da dün gecenin lider adayı Nuri, yıldızı Tuncay, güneşi ise Hamit'ti. Meşaleler yakan tribünlerdeki gurbetçilerin görüntüsü güzel, sahaya yabancı madde atanların görüntüsü ise çirkindi.
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|