Türkiye öyküsü hâlâ ilgi çekiyor
Sihirli formül, "BRICs+Next Eleven" 2050 yılında dünyanın lideri kim olacak? Sorunun yanıtı, bu sihirli formülde gizli. Çalışmayı geçen yıl Goldman Sachs yaptı. BRICs; "Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin." Next Eleven; Gelecek vadeden 11 ülke. Büyüme skoru kriterine göre bu ülkeler; Kore, Meksika, Vietnam, İran, Mısır, Filipinler, Endonezya, Bangladeş, Türkiye, Nijerya ve Pakistan.
Büyük güç Gelin görün ki, gelecek vadeden ülkelerinin çoğunda "demokrasi" sorunu var. Gelir dağılımları dengesiz. Yoksulları çok. Kısacası hiçbiri refah toplumu değil. Fakat küreselleşme sürecinin "süper güçleri" olarak dünyaya takdim ediliyorlar. Üstelik hiçbir AB ülkesi bu kategoride yer almıyor. Sonuçta AB refah toplumu ama çok yaşlı. Büyüyemiyor. Türkiye ise AB'ye üye olma yolunda ilerliyor. Türkiye, 2001 kriziyle birlikte bir öykü yazdı. Öykü, Türkiye'nin küresel dünyaya entegre olmasından başka bir şey değil. Küreselleşme sürecine uyumda 25 bankanın battığını, 50 milyar doların buharlaştığını, binlerce insanın işsiz kaldığını hatırlatalım.
Yabancı dalgası Ama geçen 4 yılda ortalama yüzde 7.2 büyüyen Türkiye, Avrupa'nın en hızlı büyüyen tek ülkesi ünvanını kazandı. 2005 yılında 9 milyar dolarlık özelleştirme ve doğrudan sermaye girişi sağladı. 4 yılda Türkiye'ye portföy yatırımlarıyla birlikte 40 milyar dolar aktı. ABD'nin faizleri artıracağı endişesiyle dünya dalgalanıyor, Türkiye de dalgalanıyor.
Sınıfta kaldılar Bize göre, asıl sorun AB'de. 2006 yılında AB tahminen yüzde 1.2 büyüyecek. Büyüme çok düşük. AB, enflasyonu aşağıya çekemiyor. İşsizlik oranı yüzde 9'lara ulaşmış. İşsizlik önlenemiyor. Görünen o ki; AB yakında faiz silahına sarılacak. Yaşlı Avrupa nefes almaya çalışacak. Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu Başkanı Tuğrul Kudatgobilik'e göre, AB'nin temel sorunu küreselleşme başarısızlığı. Çünkü AB, meşhur "Lizbon Stratejisi'yle" sınıfta kaldı. Öngördüğü hiçbir hedefi tutturamadı. Düzenli olarak ABD'den dayak yedi. Çin karşısında rekabet edemedi. Sanayisini geliştiremedi. Türkiye de ise tam bu noktada çözüm ortağı durumuna geldi. Büyüme öyküsü, dün, Paris'te, OECD "Mali Piyasalar" toplantısında Maliye Bakanı Kemal Unakıtan tarafından AB'den gelen istek üzerine OECD üyesi ülke temsilcilerine anlatıldı. İnsan şaşırıyor. Öyle ya, Türkiye'yi böylesine önemli kılan ne? Elbette istikrar, güven ve genç nüfusu. Ankara'ya duyurulur.
Türkiye'nin en'leri TİSK'e göre yerliyabancı yatırımcının Türkiye'de sona ermesini beklediği 'en'lerin listesi; * En elverişsiz yatırım ortamı, * En katı çalışma mevzuatı, * En ağır kıdem tazminatı, * En hızlı büyüyen kayıtdışı, * En yüksek vergi artışı, * En ağır istihdam vergileri, * En zayıf ücretverimlilik ilişkisi, * En pahalı enerji, * En pahalı internet, * En işlevsiz bankacılık.
|