Tehlikeli oyun
Bir savaş oyunu bu. Barış döneminde ölümcül savaş oyunu! Ege'de Türk ve Yunan jetleri arasında çok sık yaşanan "İt dalaşı" ndan söz ediyoruz. İki tarafın uçaklarının sürekli kaçınma ve saldırma manevralarına dayalı karşılıklı meydan okumasından. Bu dalaşlardan biri dün yine yürekleri ağızlara getirdi. Ege'nin iki yakasında da. Oniki Adalar'dan Kerpe ya da Yunanca adıyla Karpethos açıklarında Türk ve Yunan F-16'ları bu savaş oyununda çarpışıp denize düştüler. İki pilot da çarpışma öncesi otomatik fırlatma sistemini kullanmayı başardılar. Türk F-16'sının pilotu Üsteğmen Halil İbrahim Özdemir sağ kurtarıldı. Biz bu satırları yazarken Yunanlı pilotun akıbeti bilinmiyordu. Onun da sağ kurtulmuş olmasını canı gönülden diliyoruz. Ancak it dalaşları her zaman bu kadar ucuz atlatılmıyor. Hele iki ülke arasındaki ilişkilerin gerildiği zamanlarda. Örneğin, Ankara ile Atina arasında sert rüzgarların estiği 1996'nın 8 Ekim'inde Yunan uçaklarıyla Sakız açıklarında it dalaşı yaparken F-16'sıyla denize gömülen Pilot Yüzbaşı Nail Erdoğan'ın aslında Yunan "Mirage"ının füzesiyle düşürüldüğü yıllar sonra açıklandı. Hem de bir Yunan dergisi tarafından. Erdoğan'ın ailesi olayı Avrupa İnsan Haklar Mahkemesi'ne (AİHM) taşıdı, Yunan hükümetinden manevi tazminat olarak 625 bin avro, şehidin cesedi ile uçağının bulunup çıkarılması için de 4 milyon avro maddi tazminat talep etti. Davayı kabul eden AİHM'in kararı merakla bekleniyor. Ayrıca bu savaş oyunu bazen iki ülkeyi gerçekten çatışmanın eşiğine de getirebiliyor. 18 Kasım 2004'te yaşanan it dalaşında olduğu gibi. Füze yüklü bir Yunan savaş uçağı radarını Türk F-16'sına kilitlemişti. Türk F-16'sı da buna cevap olarak üç tane ateş topu göndermişti. Çünkü 5 saniyeden uzun süre bir uçağa radar kilitlemek, "Düşmanca hareket" kabul ediliyordu. Tabii kıyamet kopmuş, karşılıklı sert demeçler birbirini izlemişti.
Önüne geçilemez mi? İki tarafın da birer uçağını yitirdikleri dünkü olaydan sonra başkentlerde hem askerler, hem de siyasiler hemen devreye girdiler. Olayı bir şehidin cenazesinde öğrenen Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök hemen Yunanlı meslekdaşını aradı, Dışişleri Bakanı Abdullah Gül de Helsinki'de bulunan Yunanistan Dışişleri Bakanı Dora Bakoyanni'yi. Tatlıya bağlanmasını diliyoruz ama Helsinki'den Paris'e geçmesi gereken Bakoyanni'nin Atina'ya dönmeye karar vermesi konunun birkaç gün gündemden düşmeyeceğini gösteriyor. Peki bu tehlikeli savaş oyunu önlenemez mi? Askerlere göre, hayır. Çünkü, "İt dalaşı, savaş pilotunun antremanı!" Emekli Hava Korgeneral Yaşar Müjdeci bakın neler diyor: " Biz onların birkaç uçağını it dalaşı denilen hava manevrasında düşürdük. Tabii bizim de uçaklarımız düştü. İki tarafın da muharebe kabiliyetinin ölçülmesi bakımından it dalaşı gerekli! " İyi ama hani Gül ve Bakoyanni 28 Nisan'da NATO dışişleri bakanları toplantısı vesilesiyle biraraya geldikleri Sofya'da it dalaşlarına son vermek için Eskişehir ile Larissa arasında "kırmızı hat" kurulacağını açıklamışlardı? Hani Ege'nin özellikle turizm mevsiminde gereksiz yere ısınmasını önleyeceklerdi? Müjdeci'nin sözlerine bakarsanız, boşuna umutlanıyoruz. Zaten üç ay önce kabine dışında kalan Yunanistan eski Savunma Bakanı Spilyos Spilyotopulos da aynı görüşte: "Kırmızı hat kurulsa da birşey değişmez." Umarız, Ege'deki kaza Bakoyanni'nin önümüzdeki günlerde gerçekleşmesi beklenen Türkiye ziyaretini etkilemez...
|